DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar TBMM’de yaptığı konuşmada iktidarın depreme hazırlık çalışmalarını eleştirerek depremin seçim yatırımı yapılmasından vazgeçilmesi, tüm tarafların sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ve özellikle halkın sorunlarının çözüm yeri olan Meclis’in bu meselenin dışında kalamayacağını, sorumluluk alması gerektiğini söyledi ve Meclis’e çözüm önerileri sundu.
Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar TBMM’de yaptığı konuşmada meclisin depreme kayıtsız kalamayacağını açıkladı. İşte o açıklama: “Deprem meselesi bir nakarattır, gidiyor; 100 bin sosyal konut, 250 bin konut, 300 bin konut, 650 bin konut… Modellere, projelere, çalıştaylara, toplantılara her seçim öncesi gösterişli salonlarda şahit oluyoruz.‘Tam bu defa oldu galiba’ derken, bakıyoruz ki; seçim bitmiş veya depremin üzerinden zaman geçmiş, tedavülden kalkmış, unutulmuş. Bunu, deprem bölgesinde bir yılda 319 bin konut sözünde, Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sosyal Konut Projesi adıyla 250 bin konutta, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Model’inde, Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Projesi’nde gördük.’’
ARTIK, MESELE BUGÜN BU SEÇİM YATIRIMLARINI BIRAKIP BİR SEFERBERLİK BAŞLATMA ZAMANIDIR
Bunlar nerede? Ne kadarı yapıldı? Hangisi hayata geçti? şeklinde İktidara sorular soran Avşar; “Bunlar zaten sürekli dile getirdiğimiz, akıbetleri belli olan ayrı bir tartışma konusudur.”, dedi ve bugünkü meselenin artık bu seçim yatırımlarını bırakıp bir seferberlik başlatma zamanı olduğunu söyledi.
Kimsenin halkı canıyla imtihan etmeye, böyle hayati bir meseleyi gündelik siyasete kurban etmeye, bunu bir siyasi çekişme alanı haline dönüştürmeye hakkı olmadığını söyleyen Avşar; “Bölgenizde deprem endişesi duymayan serzenişlere, haykırışlara muhatap olmayanınız yoktur. Bu psikoloji Marmara’da ve 6 Şubat depremlerinin yaşandığı illerde öyle bir hal almış ki; 23 Nisan günü hayalleri sorulunca, çocuk; ‘Sağlam bir ev istiyorum’ diyor. Bu ülkede 9-10 yaşlarındaki çocukların hayalleri buysa kimse işini doğru yapmıyor demektir.” şeklinde ifadeler kullandı.
Elindeki foto bloku göstererek “Daha 15 ay öncesi çekildi. Mesut Hançer, Kahramanmaraşlı. Enkaz altındaki evladının elini tutuyor. Bu fotoğraf çaresizliğin, bir babanın toprak altında kalan yüreğinin fotoğrafıdır. “ diyen Avşar; “Bu resim benim odamın duvarında duruyor, neden biliyor musunuz? Unutmamak için, çünkü unutursak tekrar yaşarız. Bu sebeple bu çatı altındaki herkes ne bu resmi nede verilen vaatleri unutmamalıdır.” dedi.
İSTANBUL’UN, TEKİRDAĞ’IN, KOCAELİ’NİN, MARMARA’NIN DEPREME HAZIRLIĞI İKTİDAR İÇİN BİR SAMİMİYET TESTİ OLACAKTIR
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Kurum, seçimde İstanbul depremini merkezine alan bir kampanya yönetti. Kampanyada 650 bin konut inşa edileceğini; kentsel dönüşüm ofisleri, afet müdahale merkezleri, itfaiye istasyonları, acil durum hastaneleri veya benzeri deprem öncesine ve sonrasına yönelik birçok yapısal ve fiziksel hazırlık vaadinde bulundu. Seçilemedi, ancak Ak Parti iktidarda.” diyen Avşar; “Bu noktada, İstanbul’un, Tekirdağ’ın, Kocaeli’nin, Marmara’nın depreme hazırlığı bir samimiyet testi olacaktır. İktidar, depremi gerçek bir beka sorunu olarak görüyorsa belediyelerin muhalefette olduğuna bakmadan depreme hazırlık için iş birliğine derhal başlanmalıdır.”, ifadelerini kullandı. Avşar, bu söylediklerinin başta İstanbul olmak üzere Marmara Bölgesi’ndeki bütün büyükşehirler ve ilçe belediyeleri içinde geçerli olduğunu, geçtiğimiz 5 yılda onları da deprem meselesiyle alakalı verdikleri vaatlerin gerisinde bulduklarını, çalıştay ve farkındalık noktasındaki çalışmalarını bu dönem daha fazla eyleme ve icraata dökmeleri ve bu konuyu gündemlerinden düşürmemeleri gerektiğini söyledi.
SANİYELER İÇİNDE 10 BİNLERCE CANI, MİLYARLARCA LİRA KAYNAĞI KAYBEDECEĞİMİZ BAŞKA BİR GERÇEĞİMİZ YOKTUR
Belediyelerin ve Bakanlıkların yapması gereken çalışmalara değinen Avşar, sözlerine şu şekilde devam etti.
“Elbette Bakanlık; iktidar veya muhalefet belediyesi demeden iş birliğine açık olmalı, alternatif dönüşüm modelleri, finansman kaynağı, kira desteği vb. konularda kolaylık sağlamalıdır. Yine Belediyeler; 5 yıllık stratejik planlarını hazırlarken ‘dirençli kent ve riskli yapı dönüşümünü’ birinci amaç olarak belirlemelidir. 2 ve 5 yıllık riskli yapı dönüşüm hedef ve göstergeleri koymalıdır ve yeni imar planı hazırlıklarında mutlaka mikro bölgeleme çalışması yapmalıdır.
Ancak, halkın sorunlarının konuşulduğu, tartışıldığı ve çözüm önerileri geliştirildiği yerin TBMM olduğu ve buraya çok büyük sorumluluk düştüğünü, Meclis’in sadece ‘Bakanlık niye bunu yaptı veya yapmadı, belediyeler niye bunu yaptı veya yapmadı’ diyerek bu hazırlıkların dışında kalamayacağını söyleyen Avşar; “Saniyeler içinde 10 binlerce canı, milyarlarca lira kaynağı kaybedeceğimiz başka bir gerçeğimiz yoktur.” dedi ve Meclis’e önerilerini sundu.
DEPREME HAZIRLIK DENETİM VE KONTROL KOMİSYONU KURULMALIDIR.
Meclis’in bu konudaki rolüne değinen Avşar; “Bu Meclis çatısı altında tarafların eşgüdüm halinde çalışmasını sağlamak üzere acilen Depreme Hazırlık Denetim ve Kontrol Komisyonu kurulmalıdır.” dedi.
BİR ULUSAL DÖNÜŞÜM PROGRAMI GELİŞTİRİLMELİDİR
Avşar; “Bu komisyonun gözetiminde orta ve uzun vadeli bir ulusal dönüşüm programı geliştirilmelidir.” şeklinde konuştu.
2025 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİNE ‘DEPREME HAZIRLIK FONU’ KONULMALIDIR
Finansman kaynağının en tartışılan konu olduğunu söyleyen Avşar; “2025 merkezi yönetim bütçesine ‘depreme hazırlık fonu’ adıyla bir harcama kalemi konulmalıdır.” dedi.
KOMİSYON, HAZIRLIK SÜRECİNİ VE ULUSAL DÖNÜŞÜM PROGRAMINI TAKİP ETMELİDİR
Avşar, komisyonun; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, belediye temsilcileri, ilgili STK’lar ve diğer paydaşlarla düzenli toplantılar yaparak ve saha araştırmalarında bulunarak hazırlık sürecini ve ulusal dönüşüm programını takip etmesi gerektiğini ifade etti.
AYLIK İLERLEME RAPORLARI HAZIRLANMALIDIR
Avşar, sürecin takibi ve kontrolü açısından raporlamanın önemine değinerek “Komisyon Meclis’e aylık ilerleme raporları sunmalıdır.”, dedi. Sözlerinin sonunda depremin her an gelebileceğini hatırlatan Avşar; “Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, her an yeni bir felaketle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini hatırlatır, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.” şeklinde sözlerine son verdi.