Tekirdağ’da Ahilik Haftası Kutlamaları renkli görüntülere sahne olurken, kutlamalarda açık alanda düzenlenen tiyatroda ’Pabucu dama atılmak’ deyiminin gösterimi yapıldı. Genellikle ’Kendinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek’ manasıyla anlamlandırılan ’Pabucu dama atılmanın’ gerçek anlamı Osmanlı’da kalfanın ustalık talebine ret verilerek, kalfanın yaptığı kalitesiz pabuç dama atılırdı.
14. Ahilik Haftası Kutlamaları Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesi Hasan Ali Yücel Parkı’nda düzenlenen etkinliklerle devam etti.
LASTİK AYAKABIYI DAMA ATTILAR
Buradaki etkinlikte mehteran takımı ve halk oyunları gösterisi yapıldı. Etkinlik daha sonra ahilikte pabucu dama atma gösterisiyle devam etti. Günün anlam ve önemi nedeniyle açık alanda düzenlenen tiyatro gösteriminde, Osmanlı geleneklerinde 2 kalfanın esnaflık icazetinde yaptığı numune bir ayakkabı ve yelek, ustalarının beğenisine sunuldu. Ustalar yeleği yapan kalfanın işçiliğini beğenerek, yeleği yapan kalfaya icazet verirken, ayakkabı yapan kalfanın işçiliğini beğenmeyen ustalar numune ayakkabıyı ise alandaki bir dama attı. Tiyatroda gösterilen uygulama ile Osmanlı döneminde çıraklık, kalfalık ve ustalık için ne kadar zor bir süreçten geçildiğinin önemine de vurgu yapılırken, pabucu dama atılmak deyimi ise genellikle ’Kendinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek’ manasına değil ustalık talebine ret verilerek kalfanın yaptığı ürünün dama atılması anlamına geldiği öğrenildi.
Açık alanda düzenlenen tiyatroyu vatandaşlar büyük bir ilgiyle izledi.
YILIN AHİSİ SEÇİLDİ
Ahilik Haftası etkinliklerinde yılın ahisi seçilen Çorlu Esnaf ve Sanatkarla Odası Üyesi Nihat Pehlivan’a, şed kuşatıldı. Yılın kalfası Muzaffer Kahramanoğlu, çırağı ise Yusuf Yılmaz seçildi. Yılın kalfası ve çırağına ise günün anısına belge verildi.
Tekirdağ Ticaret İl Müdürü Mehmet Furtına programda yaptığı açıklamada, "Ahiliğin kurucu olan Ahi Evran-ı Veli, bugünkü İran topraklarında bulunan Hoy şehrinde doğmuş, çocukluğunu Azerbaycan’da geçirmiş, Hoca Ahmet Yesevi dergahında yetişmiş ve ardından Anadolu’ya gelmiştir. Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde yaşamış, en sonunda Kırşehir’e yerleşmiş ve orada vefat etmiştir.
Ahi sözcüğü aki kökünden gelmektedir. Aki sözcüğü de, eski Türkçe’de eli açık anlamına gelmektedir. Ahilik kavramı çok geniş ve tarihi geçmişi olan bir kavramdır. Yaklaşık 4 bin yıllık bir tarihe dayanmaktadır. Yani; Türk tarihi kadar eskidir. Ahilik birlik ve dayanışmayı sağlayan en önemli unsurdur. Ahilik; din, dil, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeyen, herkese eşit muamele yapılan bir anlayışın simgesidir. Ahilik, zengin - fakir ayırımı yapmaz. Çalışmak ve üretmek, alın teri ile kazanmak ahilikte bir ahlak kuralıdır. Bunun için herkesin bir mesleği ve işi olmalıdır. Ahi; huyları güzel olan, zekatını veren, anne ve babasına, ihsanda ve itaatte bulunan, komşusunu ağırlayan, eline geçeni veren, işlerini güzelleştiren, sözlerinde doğru olan, sırları saklayan, ahdi koruyan, sevgiye riayet eden, yalanı ve riyayı atan, helal kazancı gözeten, haramı bırakan, halka ihsan eden, kötülük edene dahi iyilik eden, yakınlarını dolaşıp, hastayı ziyaret edip, halini hatırını soran kişidir" dedi.