NALAN TUFAN

Tarih: 10.11.2025 00:57

SAAT 09.05’TE DURAN ZAMAN

Facebook Twitter Linked-in

Her yıl 10 Kasım sabahı, saat 09.05’i gösterdiğinde Türkiye’de zaman durur. Sokakta yürüyen, direksiyon başındaki, iş yerinde çalışan, okulda ders dinleyen milyonlarca insan aynı anda başını öne eğer. O an, sadece bir sessizlik değil; saygının, minnetin, özlemin ve hatırlamanın sesidir. Çünkü o an, bu toprakların yeniden doğuşunun mimarı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan derin sevginin vücut bulduğu andır.

Atatürk, bir ulusun küllerinden nasıl yeniden doğabileceğini tüm dünyaya gösterdi. O, sadece bir asker ya da devlet adamı değil; aynı zamanda bir fikir, bir ışık, bir çağın ötesine uzanan bir vizyondur. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, onun halkına bıraktığı en değerli mirastır. Bu miras sadece bir yönetim biçimi değil; özgürlüğün, bilimin, aklın ve eşitliğin yol haritasıdır.

Bugün 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak, yalnızca bir tören ya da bir dakikalık saygı duruşu değildir. Onu anlamak, fikirlerini yaşatmak, onun mücadele azmini geleceğe taşımaktır. Çünkü Atatürk, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek aslında bize ölümsüzlüğün tarifini yapmıştır.

Atatürk’ü anlamak, kadınların özgürce eğitim aldığı, gençlerin fikirlerini korkusuzca ifade ettiği, bilimin yol gösterdiği bir Türkiye’yi savunmaktır. O’nun gösterdiği hedef, bir heykelin, bir portre ya da bir anma töreninin ötesindedir. O hedef, çağdaş uygarlık yolunda, her bireyin kendi ışığını yakmasıdır.

Bugün yine 10 Kasım.
Yine 09.05’te sirenler çalacak, yüreklerde bir sızı hissedilecek. Ama biliyoruz ki, Atatürk’ü kaybettiğimiz gün aslında sonsuza dek kazandık. Çünkü O’nun fikirleri, her kuşakta yeniden filizleniyor.
Ve biz, her 10 Kasım’da biraz daha büyüyor, biraz daha aydınlanıyoruz.

Minnetle, özlemle, saygıyla…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —