Panayırı küçümseyenler, kitabın kıymetini anlayabilir mi?
Elbette hayır!
Sevgili dostlar…
Şöyle ki…
Kitap fuarlarının kapıları açıldığında…
Şehirler biraz olsun nefes alır!
O salonlara girdiğiniz anda…
Sadece kitap değil…
Düşünce, tartışma, kültür…
Ve dahi…
Merak dolaşmaya başlar!
Diyorum ki…
Bırakın da…
Azıcık derin yazılar yazayım!
Amma ve lakin…
Bırakmıyorlar, ne yapayım?
Ey okur!
Kitap mı?
Panayır mı?
Demiş, hoca…
Geçtiğimiz gün…
Hürriyetçi Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı…
Tuğrul Selimoğlu’nun kitap fuarını…
Panayır olarak nitelemesi…
Bu atmosferi anlamadığını düşündürüyor!
Nereden anlasın ki…
Geçen yazdım, söyledim…
Bu hoca…
Okul müdürü…
Benim çağrıma kulak vermek yerine…
Gitmiş…
Ham, kaba, sığ…
Kavganın kapılarını açmış!
Yahu bırak eyyamcılığı Hoca…
Bırak, basit laf dalaşlarını…
Senin gerçekten…
Bir derdin var olsaydı…
Benim çağrıma kulak verirdin!
Senin derdin…
Başka!
O STK niye varmış…
Bu STK niye varmış!
Sen niye yoksun?
Bunun cevabını ver, dedim…
Yok!
Hem yapmaz…
Hem de…
Yapana küfür eder!
Ben sordum, STK'ları…
Cevabını aldım!
İkna da oldum!
İstersen, sana da anlatabilirim!
Bu kafalar var ya…
Bu kafalar…
Sevgili dostlar…
Ah…
Bu kafalar!
Yahu…
Biz senin ağa babalarını da bilirdik!
Sanırsın ki…
Bunun ağa babaları daha bir doğruydu!
Yok…
Fırsat verince…
Başkasını içlerine sokmazlardı ki…
Eskiden de kitap fuarları…
Başkalarının tekelindeydi!
O günleri de biliyoruz, Müdür!
O zamanda gazeteciydik!
Sevgili dostlar…
Kabul etmek lazım ki…
Kitap fuarıyla panayır arasında…
Derin ve güzel bir bağ vardır!
İkisi de kalabalıktır, ikisi de renkli…
İkisi de insanın içindeki merakı uyandırır!
Panayır, sokakların neşesi…
Kitap fuarı ise aklın bayramıdır!
Ancak birine panayır derken…
Onu küçümsemeye kalkmak…
İşin doğasını kavrayamamaktır!
Sayın Müdür’ün
Selimoğlu’nun…
Söylemini duyunca…
İnsan ister istemez soruyor!
Bir eğitim sendikası başkanı…
Kültürü bu kadar yüzeysel mi okur?
Kitap fuarını hafife almak…
Aslında eğitimi hafife almaktır!
Çünkü kitap fuarı bir panayırsa…
Öğretmenler o panayırın…
Çadırlarını kuran değil…
O çadırlardan…
İnsanlığın…
Tüm hikâyelerini çıkaran…
Kılavuzlardır!
Ne yazık ki…
Selimoğlu’nun ifadesi…
Panayırı da kitap fuarını da…
Doğru okumaktan uzak!
Çünkü panayır…
Halkın buluştuğu…
Neşenin harmanlandığı bir şenliktir!
Kitap fuarı ise…
Düşüncenin panayırı!
Birini ötekine karşı kullanmak…
İkisini de küçültür!
Bir eğitimci…
Panayırın kıymetini de…
Kitap fuarının değerini de bilmelidir!
Ama Selimoğlu, bilmiyor!
İkisini birbirine benzetmekle kalmamış…
Bunu bir küçümseme aracı…
Hâline getirmiş gibi görünüyor!
Böyle bir gaflete düşüyor!
İdeolojik ve kıskançlık…
Öyle coşmuş ki…
Gözünü kör etmiş!
Hakikati göremiyor!
Kitabı panayıra…
Panayırı, kitaba…
Vurayım derken…
Hakikati ıskalıyor!
İşte bu da…
Eğitimcimizin hali…
Pürmelalini…
Ortaya koyuyor!
Oysa mesele tam tersidir…
Kitap fuarı panayır gibidir…
Ve bu onun en güzel yanıdır!
Panayır…
Halkın kalabalığını taşıyorsa…
Kitap fuarı halkın merakını taşır!
Panayır renkliyse…
Kitap fuarı renkten de öte, ışık saçandır!
Panayırda dönme dolap döner…
Kitap fuarında fikirler…
Kitap fuarına…
Panayır diyerek…
Değersizleştirmeye…
Çalışanlara tek bir şey söylemek lazım!
Panayırı küçümseyen…
Kitabın değerini anlamaya zaten uzaktır!
Bir sendika başkanının görevi…
Kültürel etkinlikleri hafife almak değil…
Onları sahiplenmektir!
Öğretmenlerin emeğiyle…
Öğrencilerin heyecanıyla…
Yayıncıların çabasıyla büyüyen…
Bir fuarı…
Panayır diye küçümsemek…
Bir eğitim lideri tavrından çok…
Kültürel farkındalığı eksik…
Bir seyircinin aceleci yorumuna benziyor!
Nihayetinde…
Kitap fuarı da panayır da güzeldir!
Ama ikisini anlamadan yapılan benzetmeler…
Ne panayırı hak ettiği yere koyar…
Ne kitabı!
Kültür, hafife alınacak bir oyun alanı değil…
Özenle kurulmuş bir sahnedir!
Ve o sahnede…
Kelimeleri yanlış kullananlar değil…
Kelimelerin hakkını verenler…
Alkışı hak eder!
Gelelim…
Bu Müdür’e…
Günün sorusunu sormaya…
Müdür Bey…
Sayın Selimoğlu…
Belli ki…
Senin derdin üzüm yemek değil…
Bağcıyı dövmek!
Öyleyse…
Soru şu…
Çerkezköy’de…
Bir vakit…
Gece gece…
Okullar açılarak…
Bu okullara…
Kitap yerleştirildi mi?
Yerleştirilmedi mi?
Olmayan kitaplar üzerinden…
Kitap fuarı açmak…
Adet haline geldiği için mi?
Gerçek bir fuar…
Sizin gözünüze battı!
Dedim ki…
Yahu seni almıyorlarsa…
Gel yanındayım, alsınlar…
Varsa dilediğin yayınevi…
Yanındayım!
Sen ne yaptın?
Ağız dalaşı, laf cambazlığı…
Toplumun, sosyolajinin, siyasetin…
Gerçeklerini…
Görmezden gelmek…
Bir eğitimciye de yakışmaz!
Neyse uzatmayayım!
Umarım sorduğum soruya…
Doğru yanıt verirsiniz!
Gerçeklerin…
Bir vakit…
Ortaya çıkmak gibi…
Kötü huyu vardır…
Hatırlatayım!
Bugünlük de…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla