Geçen hafta kamu kurumlarında bir takım birikmiş işleri hallettim. Tapu’da, belediyelerde bir iki kamu kurumu da dahil gitmek zorunda kaldım. Devlet dairelerindeki işlerimi görürken, yaparken de dikkatimi çekti. Ben de bunu yazmaya karar verdim. Bir kadın olarak, kadın çalışanların hakkını teslim etmek isterim.
Kapaklı ve Çerkezköy’de son yıllarda dikkat çeken bir gerçek olduğunu gördüm. Kamu kurumlarının neredeyse her kademesinde, özveriyle çalışan kadın memurların emeği görmezden gelinemeyecek kadar belirgin.
Tapu müdürlüklerinde evrak yığınları arasında düzeni sağlayan, vatandaşın işini sabırla çözen; belediyelerde hem masa başında hem de sahada görev yapan; nüfus, mali hizmetler, yazı işleri gibi birçok birimde kamu hizmetinin görünmeyen kahramanları gibi kadınlar...
Kimi sabahın erken saatlerinde vatandaşın tapu işlemini yetiştirmeye çalışıyor, kimi belediyede gün boyu vatandaşın talebini dinliyor. Güler yüzleriyle, disiplinli çalışmalarıyla, titizlikleriyle kamu hizmetine nezaket katıyorlar.
Kimi zaman bir evrakın eksik imzasını tamamlamak için mesaiye kalıyorlar; kimi zaman vatandaşın sıkıntısını kendi sorunu gibi dinleyip çözüm buluyorlar. Erkeklerden çok daha fazla sabırlılar ve bir o kadar da çözüm odaklı çalışıyorlar.
Kapaklı Tapu Müdürlüğü’nde, Çerkezköy Belediyesi’nde ya da diğer kamu kurumlarında görev yapan kadın memurlar, aslında “devletin hünerli eli’ni temsil ediyor.
Onların varlığı, kamu hizmetinde sadece bir iş gücü değil; düzenin, sorumluluğun ve sabrın sembolü.
Bugün kamu kurumlarının duvarları arasında yükselen kadın emeği, sadece görev bilinciyle değil, aynı zamanda vicdanla örülmüş bir hizmet anlayışının da yansıması.
Ne güzel ki artık Kapaklı’da da, Çerkezköy’de de “kadınlar işini eksiksiz yapıyor” cümlesi bir övgü değil, bir gerçek. Hemcinslerime övgüde bulunmuyorum, bu gerçeğin altını çiziyorum.
Belki de en doğru tanım şu: Kamu kurumlarında çalışan kadın memurlar, bürokrasinin değil, hizmetin kalbinde atan vicdanın ta kendisi. Erkek, memurlar biraz örnek alsa iyi olur.