Abdulhamit ALBEZ

Tarih: 08.11.2025 21:09

HAMSİ KOKULU ANILAR VE MUSTAFA ORDU’NUN BAYRAĞI

Facebook Twitter Linked-in

Bugünkü asıl konuya gelmeden…

Bizim…

Sabık Müdür’e…

Bir şey demem lazım!

Belli ki…

Yine…

Karıncalanmış!

Sabık Müdür…

Bilirsin…

Ben gazeteciyim…

Amma ve lakin…

Geçmişte…

Az da olsa…

Tv’de de…

Çalıştım…

Nihayetinde…

Bizim mesleğin…

Mücavir alanı…

İşte bu yüzden…

Karıncalanma işini de…

Çözerim ben…

Sıkıntı yok!

Demedi deme…

Kendin çöz…

Beni şimdi…

Eski defterleri açmaya…

Tahrik etme…

Sabık Müdür ve Prens Abdullah…

Yazıları yazdırma…

Bak, ne güzel…

Milli Eğitim çalışıyor…

Öğrenciler yetişiyor…

Bana…

Ortalığı alt üst ettirme…

Bugünkü…

Köşe yazısının hürmetine…

Hamsinin sebebine…

Rica ediyorum!

Anladın!

Hadi bakalım…

Asıl mevzuya…

Girelim!

 

***

 

Bazı kokular vardır…

Sizi alır yıllar öncesine götürür.

Bir tavanın içindeki…

Kızarmış hamsi kokusu da…

Benim için tam olarak öyle…

Dün gün…

Musa Kavlak ve arkadaşlarının…

Düzenlediği Hamsi Gününe katıldım!

Saray yolu üzerinde…

Büyük Yoncalı mevkii…

Musa Bey’in…

Konteyner evler ürettiği o şantiyede… 

Şantiye dediğime bakmayın…

Orası o gün Karadeniz’in…

Küçük bir köyüne dönmüştü adeta!

Dev mangalın üzerinde…

Cızır cızır hamsiler…

Kenarda taze yeşillikli salata…

Demli çay, bir de üstüne mis gibi baklava… 

Eksik olan tek şey…

Denizden gelen iyot kokusuydu…

Belki ama samimiyet…

Her şeyi tamamladı valla!

Hamsi tava ateşte öyle güzel pişmişti ki…

Lezzet, dostluk, sohbet…

Hepsi aynı sofrada buluşmuştu!

Bu organizasyona…

İkinci kez gittim….

Geçen sene de gitmiştim…

Geçen sene de aynı sıcaklık…

Aynı neşe, aynı dost yüzler vardı!

Çıkar sofrasına hiç benzemiyor…


Meğer onlar her hafta yapıyormuş…

Bu hamsi gününü….

Sezonu da çoktan açmışlar!

Davet edilince, haberdar oluyor…

Böylece gidiyorum!

Davete icabet etmek lazım!

Samsunluların…

Ön ayak olduğu…

Hamsi günü…

Yani bir anlamda…

Karadeniz’in bereketi…

Trakya’da da tava tava dolaşıyor!

Ama bu keyifli buluşmayı görünce…

Başta vurguladım ya…

Aklıma hemen Mustafa Ordu geldi…

Tanıyanlar…

Tanımayanlar varsa da…

Mustafa Ordu’yu epey kişi tanır…

Anlatmaya hacet yok!


Eskiden işte…

O düzenlerdi bu hamsi günlerini!

Mustafa Ordu…


Tepsi tepsi hamsiler pişerdi…

Gazeteciler davet edilirdi…

Basın toplantılarının öncesi…

Ya da sonrası…

Bizler de büyük bir iştahla yerdik!

Basın toplantısı mı?

Dost buluşması mı?

Belli olmazdı!

Ama hamsi hep başroldeydi!

Şimdi…

Mustafa Ordu…

Bayrağı Musa Kavlak’a…

Devretmiş durumda!

Görünen o ki, hamsi geleneği emin ellerde!

Hatta…

Belki de…

Her yıl…

Daha da büyüyerek devam edecek!

Musa Kavlak ve arkadaşlarını…

Kutlamak gerek!

Ben de kutluyorum…

O samimiyeti…

Yakaladıkları için de…

Ayrıca tebrik ediyorum!

Bir gelenek yaşatılıyor…

Bir tat hafızası korunuyor.

Üstelik sadece mide değil…

Gönül de doyuyor!

Villa bahçelerinde toplanıp…

Kuzu çevirme yiyenlere…

Nazire edercesine…

Hamsi günü desteklenmeli…

Ben orada, o ateşin başında…

Hamsi kokusuyla birlikte…

Geçmişe gittim!

Bir tabakta sadece balık değil…

Anılar da vardı.

Çay bardaklarının…

Buharı içinde…

Eski dostluklar belirdi gözümde!

Eski günler…

Mustafa Ordu…

Gazeteci arkadaşlar…

Eskiler…

Çoğu, belki de tamamı…

Yok şu an!

Evet, bazı şeyler değişiyor…

Ama bazı tatlar hiç eksilmiyor!

Hamsi gibi mesela…

Bir tava hamsi…

Bazen en güzel anıların tuzu oluyor!

 

Bugünlük de…

Bu kadar…

Kalın sağlıcakla…

 

Balık Günü’nden…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —