Gelin isterseniz…
Azıcık samimi olalım!
Ben, kendimi de işin içine katıyorum!
Ben de dahil!
Her yıl neredeyse, yazar oldum!
Amma ve lakin…
Değişen pek bir şey olmadı!
Şimdi asıl yazıya geçelim…
3 Aralık Dünya Engelliler Günü…
Her yıl aynı cümleler…
Aynı temenniler, aynı kutlamalar…
Peki soruyorum!
Sokaklara çıktığımızda ne görüyoruz?
Engelliler nerede?
Bazı verilere göre…
Nüfusun yüzde 6,9’u…
Bazı verilere göre ise…
Yüzde 12.3’ü…
Bunu dahi tam tespit edememişiz!
Niye?
Çünkü…
Engelli tanımını bile…
Bir tabana oturtamamışız!
Anlayacağınız daha başta…
Sıfırı çekmişiz…
Neyse uzatmayayım…
İstatistik konusuna dalarsam…
Bura uzayacak, çünkü!
Sanki birileri…
Bu günü takvimlere koyarken…
Farkındalık, demiş ama…
Yılın geri kalanında…
Kimse fark etmeyi akıl etmemiş gibi…
Engelli bireyleri incitmemek için…
Son dönemlerde…
Müthiş bir buluşta yaptık!
Artık…
Özel birey, diyoruz!
Doğru!
Aferin bize….
Ama adını değiştirince hayatları değişmiyor!
Hayat kolaylaşmıyor, yollar açılmıyor!
Çünkü biz…
Biz var ya biz…
Yalnızca kelimeleri yumuşattık, hayatı değil!
Rampalar Nerede?
Hayat Nerede?
Her gün yapılan koca koca binalarda…
Nerede engelli girişleri?
Engelli rampaları hâlâ bir lütuf gibi…
Birçok bina yapılıyor, yükseliyor…
Açılıyor ama içinde engelli yok sayılıyor.
Çerkezköy Kaymakamlığı yeni binasında…
Bu konuda adım attı, evet!
Ama sadece kurtarmış durumda!
Yeterli mi?
Elbette hayır!
Çünkü sokakta yürümeyi bırakın…
Bir binaya girmek bile…
Çoğu engelli için hâlâ mücadele….
Çerkezköy’de bir bina…
Kaymakamlık…
Ya diğerleri…
Bu kadar bina yapılırken…
Bu kapıdan…
Engelli bir vatandaş rahatça geçebilir mi?
Sorusu neden hiç sorulmuyor?
Mimari var, proje var, imza var…
Bir tek insan, yok!
Bu arada…
Yeni çıkmış…
Engelliler Derneğine…
Engelli dernekleri desem daha doğru olacak!
Sağlıklılar artık üye olamayacakmış…
Mesela…
Türkiye Sakatlar Derneği’nin…
Çerkezköy Şube Başkanı Gülnur Kocaçınar…
Gülnur abla…
Artık, derneğe başkanlığı bırakın…
Üye bile olamayacakmış!
Yeni bir karar…
Engelliler derneğine…
Artık sağlıklı bireyler üye olamayacakmış.
Dertleriyle kendileri baş başa kalsın, demenin…
Bir başka şekli sanki!
Biz, engelliler hayatta yok derken…
Sağlıklıları da…
Onların hayatından…
Çekip almışlar, iyi mi?
Tebrik ediyorum, bu kararı!
Bravo yani…
Bugüne kadar sorun olmamış!
Kimse böyle düşünmemiş!
Ama işte, şimdi akıllarına gelmiş!
Kimin fikri?
Neyin çözümü?
Belli değil.
Türkiye Sakatlar Derneği Çerkezköy Şubesi…
Başkan Gülnur Koçacınar yıllardır çabalıyor!
Birçok şey…
Onun şahsi gayretiyle ayakta duruyor!
Ama sistem tam tersi yönde işliyor!
Engellilerin yükünü hafifletmek yerine…
Omuzlarına daha fazlası konuyor.
Engelliler neden hayatın içinde değil?
Çünkü onlar istemiyor diye değil…
Biz yer açmıyoruz diye.
Biz düşünmüyoruz…
Biz görmüyoruz, biz önemsemiyoruz diye!
Sokaklar engelsiz değil!
Toplu taşıma engelsiz değil!
İstihdam fırsatları engelsiz değil!
Toplumsal bakış zaten hiç engelsiz değil!
Sonra da 3 Aralık geliyor…
Bir günlüğüne hatırlıyoruz!
Bir günlüğüne konuşuyoruz!
Bir günlüğüne seviniyor, bir günlüğüne üzülüyoruz!
Ama ertesi gün…
Engelliler yine görünmez oluyor.
Gerçek Farkındalık Nedir?
Gerçek farkındalık, birini…
Özel birey, diye çağırmak değil!
Onu birey olarak hayatın içine…
Dahil etmekten geçer!
Öyle değil mi, sizce de?
Engelsiz bir kaldırım yapabilmektir…
Otobüse binebilmesini sağlamaktır…
Sokağa çıktığında…
Ben de bu hayatın bir parçasıyım, diyebilmesidir…
Bir derneğe…
Sağlıklı biri üye olup…
Destek olmak istiyorsa…
Önüne engel koymamaktır!
3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutluyoruz…
Amma ve lakin…
Engellilerin yaşayamadığı…
Bir hayatı kutlayarak…
Engelleri kaldırmak…
Beton dökmekle değil…
Zihniyet değiştirmekle başlar!
Bugün farkındalık günü değil…
Uyanış günü olsun!
Uyanış günü…
Bunu da…
Ben icat edeyim!
Olmaz mı?
Bilmem anlatabildim mi?
Bugünlük de…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla!