Gülşah GÜLKAN

Tarih: 21.07.2025 14:25

BU HAFTA BİZİ NE BEKLİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Yaz mevsimini iliklerimize kadar hissettiğimiz bu günlerden herkese merhaba değerli okuyucularım. 

Bu kadar sıcağa dayanabilmemizin en büyük sebebi eminim sizde de bende de olduğu gibi tatilin hayalini kurmak. Birçoğunuz belki çoktan tatile gitti geldi bile ama ben her yıl olduğu gibi bu yıl da bu keyfi yaz sonuna bırakanlardanım.

Yaz bitmeden 3 ayrı lokasyona gezi planı yaptım ve hepsi için de ayrı ayrı heyecanlıyım. Tabii her zaman olduğu gibi bu 3 gezimi de sizinle ayrıntılı bir şekilde mutlaka paylaşacağım.

Tatil hayallerimiz bir yana dursun haydi gelin biz bizi bu hafta civarda neler bekliyor hep beraber ona bakalım.

THEO’YA MEKTUPLAR KİTABINA KALBİMİ BIRAKTIM

Uzun zaman önce aldığım ve kitaplığımda bekleyen Theo’ya Mektuplar kitabına sonunda başladım. Ne zamandır gözümün önünde duran kitaba başka kitapları okuduğum için başlayamamıştım ama Van Gogh’a olan içten hayranlığım kitabı daha fazla geciktirmeme engel oldu.

Ünlü Hollandalı ressam Vincent Van Gogh’un kısacık yaşamı boyunca kardeşi Theo’ya yazdığı mektupların derlemesinin yer aldığı kitaba başladığımdan bu yana elimden düşüremiyorum. Kitabı okurken Van Gogh’un düşündüğümden de daha derin bir insan olduğunu fark ettiğimde ona olan hayranlığım bir kez daha arttı. Her zaman bilişsel zekadan övgüyle söz edilen günümüzde duygusal zekaya sahip olmanın daha nahif bir ayrıcalık olduğunu bilmek büyük bir farkındalık. 

Birçoğunuzun bildiği gibi Van Gogh’un yaşarken hiçbir eseri satılmamış ve yaptığı eserlerin hiçbirinden bir kuruş dahi maddi gelir elde etmemiş. Hatta bunu kitabında kardeşi Theo’ya; ‘’inan ki, satılabilecek bir resim yapabilsem dünyalar benim olacak.’’ şeklinde ifade ediyor yıllar sonra tüm dünyada en çok konuşulan ve en başarılı ressamlardan biri olacağından habersiz olan genç Vincent. Böyle büyük isimlerin değeri hep kaybettikten sonra anlaşılır ya, keşke Yıldızlı Gece eseriyle filmlere konu olan ve dillerden düşmeyen eserleriyle bugün bile en çok sevilen ressamlardan biri olan Van Gogh’u dünya gözüyle anlayıp sevebilseydik. Belki o zaman içine düştüğü depresyon sebebiyle henüz 37 yaşındayken intihar ederek hayattan kopmaz ve bize anılacak daha fazla eser bırakırdı…

90’LARDAN KOPUP GELEN ŞİRİNLER FİLMİ 

Çocukluğumuzun efsanesi çizgi filmi Şirinler geçen hafta itibariyle vizyona girdi. Şirinler’i o kadar uzun zaman önce izlemiştim ki adını duyunca aklıma mavi önlüğüm ve sobalı evimiz geldi. Sobanın yanında annemin benim için hazırladığı yer minderinde elimde mandalinayla merakla yeni bölümleri izlediğimi düşününce duygulanmamak elde değil.

Bizi ani bir hareketle 90’lara ışınlayan Şirinler filminin konusu ise şöyle: Şirin Baba kötü büyücüler Razamel ve Gargamel tarafından gizemli bir şekilde kaçırıldığında, Şirine Şirinleri onu kurtarmak için gerçek dünyaya bir göreve götürür. Şirinler yeni arkadaşlarının yardımıyla evreni kurtarmak için kaderlerini neyin belirlediğini keşfetmelidir.

12.00, 13.00, 14.00, 15.00, 16.00, 17.00, 18.00 ve 20.00 seanslarıyla Çerkezköy Sinema Center’da ekrana gelecek filme tüm nostalji severler davetli.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —