Gülşah GÜLKAN


YAZ MEVSİMİNİ YARILADIK BİLE…

ŞEHİR AJANDASI


Nasıl geldi nasıl geçecek derken yaz mevsimini yarıladık bile. Hatta şu an tam ortasındayız diyebiliriz. Biz yaz tatilini bu yıl için ağustos ayına planladık, dolayısıyla tatili beklemek ayrı bir mesai gibi oldu bizim için. 

Havalar gün içinde aşırı sıcak olduğu için de sosyal aktivitelerimiz genelde akşam saatlerine kalıyor. Fakat buna rağmen ince bir elbise ve parmak arası terlikle hemen hazırlanıp dışarı çıkmanın keyfi bambaşka.

Bu hafta daha çok sıcaklara maruz kalmadan evinizin serinliğinde yapacağınız aktivite önerileriyle geldim. Haydi hep beraber bakalım bizi neler bekliyor.

AKAN BİR NEHİR GİBİ KİTABI ADIYLA MÜSTESNA 

Simyacı kitabıyla büyük kitlelere ulaşan Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun Akan Bir Nehir gibi kitabını okuyup bitirdim geçen hafta. Yazarın akıcı dilini ve kendine has kalemini her zaman çok sevmişimdir. Özellikle başından geçen olayları kendi süzgecinden geçirerek kadim fikirlerin zeminine yatırdığı Akan Bir Nehir gibi kitabı yazarın iç dünyasının aynası niteliğinde. Kitapların beğendiğim ve içselleştirdiğim satırlarını çizip kitaplarda izler bırakmayı çok severim. İsterim ki benden sonra okuyan kişi de beni bu cümleledre bulabilsin ve anlayabilsin. İşte bu kitapta da altı çizilmiş böyle çok satırlarım oldu. 

Yazarın bu kitap dışında Simyacı, Veronika Ölmek İstiyor, Aldatmak, Mektub ve Piedra Irmağı’nın Kıyısında Oturdum Ağladım isimli eserlerini de çok severek okudum. Bu anlamda Paulo Coelho’yu ve kitaplarını size seve seve öneririm.

 

THE LAST OF US’A SONUNDA BAŞLADIM

Şu sıralar ikinci sezonuyla adından söz ettiren ve Pedro Pascal’ın başrolde olduğu The Last of Us dizisine sonunda başlayabildim. İzleyecek ve okunacak o kadar çok şey var ki bazen ömrüm yetecek mi diye merak etmiyor değilim ama ucundan köşesinden bir şekilde yakalamaya çalışıyorum her şeyi diyelim.

Naughty Dog tarafından geliştirilen ve aynı adı taşıyan, 2013 yapımı video oyununa dayanan dizide, medeniyeti büyük ölçüde yok eden bir felaket sonrasında ABD'de uzun bir yolculuğa çıkan genç Ellie ve ona eşlik eden Joel karakterlerinin öyküsü anlatılıyor. Hikaye, 26 Eylül 2003 tarihinde Cordyceps cinsi bir mantarın sebep olduğu ve bulaştığı kişileri birkaç saat içerisinde insan öldüren yaratıklara çeviren salgın bir hastalık yayılmaya başlıyor ve birbiri ardına yaşanan ilginç ve heyecan dolu olaylarla devam ediyor.

Henüz daha iki sezonu olduğu için izlemeye hiç de geç kalmadığınız ve son dönemlerin en çok konuşulan isimlerinden Pedro Pascal’ın performansını keyifle izleyebileceğiniz The Last of Us’ı mutlaka tavsiye ederim.

 

SUPERMAN EFSANESİ GERİ DÖNDÜ

Superman, büyük bir tehlike ile karşı karşıya olan Superman'in hikayesini konu ediyor. Bir süredir Metropolis'te bir süper kahraman olarak aktif olan Superman, aynı zamanda Daily Planet gazetesinde muhabir Clark Kent adlı insan alter egosu kisvesi altında çalışmaya devam eder. Superman, Green Lantern, Mister Terrific, Hawkgirl und Metamorpho gibi çok sayıda kahramanla birlikte insanlığı birçok tehdite karşı korur. Ancak bir anda kendisini dünya çapındaki çatışmaların ortasında bulur ve insanlık adına yaptığı eylemler şüphe uyandırmaya başlar. Onun savunmasızlığını hisseden teknoloji milyarderi ve usta manipülatör Lex Luthor, Superman'den sonsuza dek kurtulmak için fırsatı değerlendirmek ister. Korkusuz Daily Planet muhabiri Lois Lane, Metropolis'in diğer meta-insanlarının ve Süperman'in sadık dört ayaklı yoldaşının desteğiyle, Luthor'un korkunç planını gerçekleştirmesini engelleyebilir mi?

Superman’in heyecan dolu macerasını izlemek isteyen tüm sinema severler 12.30, 15.00, 17.30 ve 20.30 seanslarıyla filmi Çerkezköy Sinema Center’da görebilirler.