Abdulhamit ALBEZ


…VE THE END: FOTOJENİK GELDİĞİ YERE…

KARA KUTU


Hemen bugünkü mevzuya gireceğim!

Amma ve lakin…

Dünden kalma…

Bir izahat şart!

Dünkü yazım…

Şöyle bitmişti…

 

Şunu da ekleyeyim bari!

Sayın müdürümüz…

İrfan Danışmaz var ya…

Kıymetli eşini de…

Enesler Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne…

Müdür yardımcısı yapmış!

 

Oysa…

Şöyle bitmesi lazımdı!

Şunu da ekleyeyim bari!

Sayın müdürümüz…

İrfan Danışmaz var ya…

Yavuz Kara'nın 

Kıymetli eşini de…

Enesler Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne…

Müdür yardımcısı yapmış!

 

Aradaki…

Yavuz Kara olmayınca…

Yazı…

Ne kadar anlam değiştiriyor…

Değil mi?

İlkinde…

Sanki…

İrfan Danışmaz eşini müdür yardımcısı yapmış!

Oysa…

İrfan Danışmaz’ın…

Yavuz Kara’nın eşini de Müdür Yardımcısı…

Yaptığını anlatmaktı…

Meramım!

Yazımın yayımlanmasının ardından…

Kısa bir süre sonra farkına vardık!

Gelen aramalar üzerine…

Maalesef bazen oluyor böyle…

Kelime, harf hataları!

Dünkü yazımda da…

İsmi ilave ettim!

Bir kez de…

Bugün belirtmek istedim!

Tekrardan…

Düzeltir…

Herkesten…

Özür dilerim!

 

Gelelim başlık kısmına…

Yani bugünkü yazıya…

 

Malum…

Benim bir fotojeniğim var!

Adını anmaya bile gerek yok!

Namıyla…

Yazsam yeter!

Bilenler biliyor!

Bilmeyenler de…

Bilenlere sorsun!

 

Evet sevgili okur!

Ben yaklaşık 45 gün önce…

Salih Azbay ile devam edecekler demiştim!

Çünkü…

Beklenen değişiklikler…

Bir türlü gelmiyordu!

AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı…

Salih Azbay…

Yerini perçinledi…

Görev kendisine tevdi edildi!

O da…

Duyduğuma göre…

Şu günlerde…

Yeni yönetimini oluşturuyormuş!

Salih Azbay’a yeniden ilçe başkanlığı hayırlı olsun!

 

Hal böyle olunca…

Bizim fotojenik…

Geldiği yere geri döndü!

Ben…

Defalarca yazdım…

Müdavimlerim bilir!

Bu ilçe başkanlığı yaparken…

Bir gün…

O koltuktan ineceksin…

Geldiğin yere geri döneceksin!

Amma ve lakin…

Eski dostlarını da…

Bulamayacaksın!

Kimse…

Eski itibarını sana göstermeyecek!

Çünkü…

Herkesi kırdın, döktün!

 

Diye yazmıştım…

Defalarca…

Ve işte…

O gün geldi!

Aylardır…

İlçe başkanı olacağım diye…

Ortada geziyordu!

Millet de…

Bir daha olabilir diye…

Buna ilgi alaka gösteriyordu!

 

Artık o kapı kapandı!

Zümbüllerin kahveye dahi…

Yakındır…

Bunu almamaları!

Çünkü…

Koltuk varken…

Böbürleniyordu ya…

Herkesi kırıp döküyordu!

Yok ben ilçe başkanıyım…

Bana saygı gösterin!

Filan diyordu…

Milletin gözünün içine baka baka…

İnsanlarda…

Terbiyesini bozmuyordu!

 

Hadi bakalım….

Bay fotojenik…

Buyur…

Yürü de…

Endamını görsünler!

Yok öyle…

Benim sana bahşettiğim…

Koltukta…

Lolo satma zamanı…

Bitti!

 

Sevgili dostlar…

Ben ne yazıyordum burada…

Onu ben ilçe başkanı yaptım!

Diyordum değil mi?

Bir şey daha diyordum!

Onu benden başka…

Kimse…

Bir şey yapmaz!

Ben de…

Bir kere yaptım!

 

Bir daha…

Ondan bir şey yapmazlar!

Dememiş miydim?

Defalarca yazmıştım!

Hadi bakalım…

Ne oldu şimdi?

Son bir yıldır…

Gezip duruyor!

Yok belediye başkan adayıyım…

Yok yeniden ilçe başkanıyım…

Yahu…

İnsan azıcık…

Kadirşinas olur!

Nereden geldiğini…

Bilir!

Unutmaz!

Geldiği yere…

Döndüğünde…

Yüzü olsun!

 

Bunda…

Yüz yok da…

Orası kesin!

Amma ve lakin…

Valla…

İnsanlarda…

Buna bakacak yüz kalmadı!

Zaten…

Yapa yalnız kalmış şimdilerde!

Artık…

Devşirmesi de yanında yok!

Neyse dostlar!

Bundan sonra…

Bir 4 yıl var!

4 yıla da…

Kim öle kim kala…

Yaşasak dahi…

Kendisi bana derdi!

Benim için son fırsat!

Artık benden bu yaştan sonra…

Ne olacak ki?

Aynen böyle derdi!

Ama koltuğa unutunca…

Bütün gerçekleri…

Unuttu…

Başı döndü!

Daha önce yazmıştım!

Bunun ilçe başkanlığı sırasında…

Nasrettin Hoca’nın fıkrasıyla bitirelim!

Hoca Nasrettin…

Bir gün…

Eşeğini almış evin damına çıkmış!

Etraftan gelip geçen komşuları…

Bakmış hoca eşekle damda!

Şaşırmışlar!

Hocam eşekle ne yapıyorsun damda?

Sormuşlar!

Demiş ki…

Hava alsın diye çıkardım!

Komşuları söylenerek, ayrılmış!

Eşek damda hava alır mı yahu?

Hem de…

Gülmüşler Hoca Nasrettin’in bu haline…

 

Nasrettin Hoca bir süre sonra…

Eşeğinin yularını tutmuş…

İndirmek istemiş!

Tabii bu eşek…

İnat etmiş…

Bir türlü inmemiş!

Hoca Nasrettin…

Uzun süre uğraşmış eşeği indirmek için…

En sonu da…

Yuları atmış…

Ne halin varsa gör!

Diye söylenerek…

İnmiş aşağı…

 

Nasrettin Hoca damdan indikten sonra…

Eşeği…

Damda başlamış hoplayıp zıplamaya…

Derken…

Evin bacası yıkılmış!

Eşek evin ortasına düşüp, ölmüş!

 

Nasrettin Hoca gürültüye koşmuş gelmiş!

Bir de bakmış ki…

Eşek evin ortasında…

Damdan düşen eşek ölmüş!

 

Hoca Nasrettin şöyle bakmış…

Eşeğe bakmış bakmış…

Kendi kendine ders çıkarmış!

Demiş ki…

Demek ki…

Birini hak etmediği mertebeye çıkarırsan…

Hem kendine zarar verir, hem de o mertebeye!

 

Hadi kalın sağlıcakla!