Tatil sonrası her ne kadar haftaya bir nebze sendromlu başlasam da en sevdiğim aya günler kalması beni apayrı heyecanlandırıyor. Daha önce de söylemiştim, ben tam bir sonbahar insanıyım. Bu sebeple de eylül ayını iple çekiyorum.
Size geçen hafta ailece Fethiye-Ölüdeniz taraflarında olacağımızdan bahsetmiştim. Her tatil gibi tabii ki yeni yerler keşfettiğimiz ve bolca huzur depoladığımız bir anı oldu. Size bu hafta tatilde yaptıklarımı ve gezdiğim yerleri ayrı bir başlıkta yazmak istedim.
Henüz tatil rotasını oluşturmayan ya da Fethiye tarafına gitmeyi planlayan okuyucularım varsa ilham olması beni çok mutlu eder.
KALBİM EGE’DE KALDI
Öncelikle konakladığımız oteli biz erken indirimden faydalanmak için daha kış mevsiminden tutmuştuk. Normal şartlarda butik otellerde kalmayı ve kahvaltıdan sonra kendimi otelden dışarı atıp civarı keşfetmeyi çok severim. Fakat küçük bir oğlunuz olunca hem oteldeki havuzu sevdiği için hem de yemek sorunuyla karşılaşmamak için (malum çocuklar her şeyi yemiyor) her şey dahil konsept satın aldık. Fakat her şey dahil hizmette dahi tüm gün otelde kalmayıp lokasyonu keşfe çıktık.
İlk akşam Fethiye’nin hayalet şehri Kayaköy’ü ziyaret ettik ve civardaki Cinbal Restoran’da yemek yedik. Kendin pişir kendin ye konseptiyle kocaman ve ışıl ışıl bir bahçede hizmet veren mekanın özellikle kaşarlı köftesi tam bir lezzet şöleniydi. Sonraki gün Faralya Köyü’nü ve meşhur Kelebekler Vadisi’ni ziyaret ettik. Gözlerimizin gördüğü ihtişamdan bahsetmek için kelimeler az kalır sanırım. Daha sonraki gün şehir merkezine indik ve Homemade Cakery’de ev yapımı limonlu ice-tea, çilekli limonata, sufle ve beyaz çikolatalı brownie yedik. (üçümüz de farklı siparişler verdik ki daha fazla lezzeti tadımlayabilelim). Ve sevdanın son vuruşu: Gelato Bianco. Bu dondurmacıya ne kadar methiyeler düzsem de az kalacak sanırım. Hayatımda yediğim en iyi dondurmayı burada deneyimledim ve bundan sonra sıradan dondurmaları yiyebilir miyim cidden emin değilim. Yolunuz düşerse yer fıstıklı ve jaffa dondurmayı denemenizi şiddetle öneririm. Sonraki gün ise Fethiye bölgesinin olmazsa olmazı Saklıkent Kanyonu’na gittik. Biz eşimle daha önce görmüştük fakat aynı yerleri oğlumla keşfetmenin tadı inanın tarif edilemez. Saklıkent’te bol bol fotoğraf çektirerek kendimiz için güzel anılar biriktirdik. Ardından yolumuzun üzerinde bulunan Likya’nın en kadim şehirlerinden biri olan Tlos Antik Kenti’ni ziyaret ettik. Şimdiye kadar gezdiğim antik kentlerden en çok ayakta kalanlardan biri olduğu için buranın yeri bende ayrı oldu.
Bir yere gitmeden önce benim rutinimdir; mutlaka gezeceğim, göreceğim ve yemek yiyebileceğim yerlerin listesini çıkarırım. Biz 5 günlüğüne gittiğimiz ve oğlumun uyku saatinden dolayı otele erken dönmek durumunda kaldığımız için bazı yerlere göremedik ama gitmek isteyenler için aşağıda araştırdığım ve bölgede sıkça ziyaret edilen yerlerin listesini paylaşıyorum.
Fethiye Arkeoloji Müzesi
Yediburunlar Lighthouse
Yeşilüzümlü Köyü
Fethiye Kordon
Fethiye Kral Mezarları
Dalaman Çayı
Afkule Manastırı
Yakapark
İztuzu Plajı
Mayikas Restaurant
Çarıklı Et Restaurant
Hani Baba Köftecisi
Fethiye Paşa Kebap
Denizatı Restaurant
Mancero Kitchen
Efendi Fethiye
Trio Fethiye
İncir Restaurant
Girida Port
ŞAHMARAN EFSANESİ 2. SEZONUYLA YAYINDA
Serenay Sarıkaya, Burak Deniz, Mert Ramazan Demir, Mustafa Uğurlu ve Saadet Işıl Aksoy’u bir araya getiren Şahmaran dizisinin 2. sezonu geçtiğimiz günlerde Netflix’te yayınlandı. Geçen sezondan farklı olarak bu sezona Şahmaran’ın kardeşi Lilith rolüyle Saadet Işıl Aksoy dahil olmuş. Yarı insan yarı yılan Şahmaran efsanesinin yeni sezonunu tatile giderken yolda izledim ve açık söylemek gerekirse bana ilk sezon kadar tat vermedi. Ama Serenay’ı ekranda izlemeyi seven ve Şahmaran efsanesine küçüklüğümden beri ilgi duyan biri olarak diziyi yine tek solukta bitirdim. Netflix ya da dizi tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmasa da dizinin bittiği yerden anlaşılacağı üzere 3. sezon da gelecek. Bakalım, hep beraber bekleyip göreceğiz.
