Yoğun talep var!
Niye oyuncakçıyı yazmıyorum diye…
Hatta…
Müdavimlerim benden iyi takipte!
Günlerdir…
Nereye gitsem…
Yahu…
Oyuncakçı hala müdürden özür dilemedi!
Oyuncakçı özür dilesin!
Diyorlar!
Hatta…
Bana da görev yüklüyorlar!
Sormayacak mısın bunu?
Evet…
İşte vakti geldi!
Sormam mı hiç…
Oyuncakçı unutulur mu?
Sevgili dostlar!
Sözde gazeteci oyuncakçı…
Elbette…
Özür dilemesi lazım!
Amma ve lakin…
O gazeteci olmadığı için….
Özür dileyemez…
Ve fakat…
Ucuz kahramanlık yapar!
Canlı yayın yapmıştı değil mi?
Canlı yayın yapmış…
Bir okul müdürünü…
Mahkeme kararıyla göreve iade edilişini anlatıyordu!
Tabii…
Bunları anlatırken de…
Hem ne kadar gazeteci olduğunu…
Hem de….
Hüseyin Gümüş’e…
İftira atıyordu!
Neler diyordu neler…
Fırsat bu ya…
Hazır görevden alınmış, yok adam!
Saydır gitsin!
Yok efendim…
Kasa koymuş Milli Eğitime…
Yok efendim…
Zekat topluyormuş da…
Yok efendim, kamu zararını cebinden ödemişte…
Kamu zararını cepten ödemeyi de…
Oyuncakçıdan öğrendik!
Diyelim hırsızı yakalayacaksınız!
Hırsız çaldığını yerine koyacak!
Sonra…
Suçsuz olacak!
Bu mantık işte…
Bizim oyuncakçıdaki…
En önemlisi ne biliyor musunuz?
Zekat mevzusu…
Her yıl…
Türk Hava Kurumu…
Okullara zarf dağıtır…
Öğrenciler de…
Ailelerinin zekatlarını getirir…
O zarfta…
Okula, öğretmenine teslim eder!
Sonra bu zarfları…
Türk Hava Kurumu geri alır!
Yani Türk Hava Kurumu toplar, zekatı!
Ki…
Bu da…
Kimsenin kafasına göre yaptığı bir iş değildir!
Türk Hava Kurumu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın izniyle…
Yapar!
Bu durum…
Her yıl…
Bu oyuncakçının gazetesinde de…
Haber olur!
Ne kadar zekat topladık diye…
THK Şube Başkanı açıklar!
Amma ve lakin…
Bizim oyuncakçı…
Tetikçilik edecek ya…
Alemi de salak sanıyor…
Herkes kör, sağır….
Cahil!
Bir tek kendisi…
Alim!
Hadi bütün bunları yedik…
Ey oyuncakçı…
Sen hiç okula gitmedin mi?
Orta okul da mı bitirmedin!
Herkese sor…
Söyler!
İlkokula, ortaokula, liseye giden…
Herkes bilir!
Hepimiz öğrenci olduk!
Bizim öğrencilik yıllarında da…
THK zarfları dağıtılırdı…
Öğrenci olarak…
Bunlara…
Ailemizin verdiği zekatları koyar….
Okula götürüp, teslim ederdik!
Bunu da mı görmedin, yaşamadın!
Elbette hepsini gördü, hepsini biliyor!
Onun niyeti başka…
Hüseyin Gümüş, okullarda zekat toplamış!
Paraları da kasaya koymuş!
Ne yapmış sonra?
Orası belli değil!
Güler misin?
Ağlar mısın?
Bu nasıl bir gözüdönmüşlüktür?
Bu nasıl bir düşmanlık?
Anlamış değilim!
Sevgili dostlar…
Bunları canlı yayında dedi…
Bu oyuncakçı…
İşte o dediği…
Hüseyin Gümüş…
Aklandı, mahkeme kararlarıyla…
Döndü koltuğuna oturdu!
Şimdi…
Dürüst insanın yapacağı şey nedir?
Aynı şekilde canlı yayın yaparak…
Hüseyin Gümüş’e atfettiği…
Suçlamaları tek tek sayaraktan….
Özür dilemek!
Bir gazetecinin yapacağı iş budur!
Ancak…
Oyuncakçı yapamaz!
Oyuncakçı kim diyen olur aranızda…
Şaban Kardeş…
Çerkezköy Haber Gazetesi’nin sahibi arkadaşlar!
İlk kez okuyanlar…
Bu arada unutmadan…
Ekleyim…
Eskiden beri vardır!
Belki son yıllarda…
Her kurumda olmayabilir!
Ancak…
Kamu kurumlarında…
Öyle kasalar olur arkadaşlar!
Ben 20 yıl önce…
Birçok kamu kurumunda gördüm!
Bu ne dedim…
Çünkü maliye değildi…
Vergi dairesi değildi…
Parayla alakalı bir kurum değildi…
İşte o kurumun müdürü…
O zaman dedi ki…
Bazen kıymetli evraklar olur!
Bize özel gelmiştir!
Bakanlıktan yazı gelmiştir!
Soruşturma konusu olan evrak vardır!
Vali bey’in önemli bir talimatı vardır!
İşte böyle evraklar kaybolmasın diye…
Bu kasalarda saklarız!
Kaldı ki…
O kasa…
Ahmet Hamdi Zenginal döneminde de…
Vardı!
Bütün bunlara rağmen…
Görevinden alınmış…
Konuşamayan bir adamı…
Canlı yayında…
Yerin dibine soktu soktu, çıkardı!
Unuttuk mu sanıyorsunuz sevgili dostlar!
Elbette unutmadık!
Adamı parayla biraraya getirdiler!
Sanırsınız…
Milli Eğitim Müdürü…
Vergi Dairesi Başkanı…
Eğitimi, işi, gücü bırakmış!
Parayla uğraşmış!
Bunları elbette unutmadık!
Şimdi sıra…
Şaban Kardeş de…
Nam-ı diğer…
Oyuncakçı…
Canlı yayında…
Hüseyin Gümüş’ten…
Ne zaman özür dileyeceksin?
Kamuoyu…
Halk…
Çerkezköylüler…
Bekliyor!
Günlerdir…
Nereye gidiyorsam…
Benden soruyorlar!
O kadar iftira attı…
Hala neden özür dilemiyor?
Bu nasıl gazetecilik…
Ben de…
Zaten gazeteci olmadığını…
Oyuncakçı…
Boşuna demediğimi…
Söylüyorum!
Azıcık…
Gazetecilik, bir yerine bulaşmışsa…
Çıkar, özür dilersin!
Yoksa…
Hep oyuncakçı kalacaksın!
***
Bugün Kapaklı’daydım…
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi…
Kent Lokantası’nı açtı!
Hem de…
Tekirdağ’ın ilk kent lokantası…
Nasıl güzel bir yer…
Gerçekten…
Emeği geçenleri kutluyorum!
Sıradan bir iş olmamış!
Yani şuraya bir yer açalım…
Fakir fukara gelsin…
Karnını doyursun değil!
Candan Başkan…
O kadar özel, itinayla çalışıyor ki…
El sürdüğü her şey…
Çok farklı oluyor!
Bu kent lokantasını yarın yazacağım!
Fazla uzatmayayım da…
Özel şeyler…
Yarına kalsın!
Bugün sadece…
Şunu yazmak istiyorum!
Kapaklı’da Kent Lokantası’nın açılışında…
Bir muhtarla tanıştım ki…
Aaaa dedim…
Valla haberim yoktu!
Sizin de tanımanızı istedim!
Belki de…
Türkiye’nin en genç muhtarıdır!
Bilemedim şimdi…
Tekirdağ’ın en genç muhtarı olduğu…
Kesin de…
Türkiye’nin en genç muhtarı mıdır?
Araştırmaya vakit olmadı…
Kapaklı 19 Mayıs Mahallesi’nin muhtarı…
Hüseyin Arif Torun…
Hüseyin Muhtarla…
Bir de fotoğraf çekildim!
Buraya bırakıyorum…
Yazının en sonuna koydum!
30 yıl muhtarlık yapanları görünce…
20 yaşında…
Muhtar seçilmiş…
Başarılar dilerken…
Hüseyin Arif Torun’u…
Şöyle kutlayayım bari!
Artık 50 yıl muhtarlık yapar…
Yazıyı…
Bitirmeden…
Eklemek istiyorum!
Siyasetimizin gediklilerinden…
Eski Belediye Başkanı…
Karaağaç Belediyesi’nde…
Başkanlık yapmıştı…
Bilenler bilir!
Dr. Özkan Yücel ile de…
Kent lokantasının açılışında…
Karşılaştık!
Başkanlığı MHP’den yaptı ama…
O artık CHP’li…
Bir yıldır CHP üyesi…
Önümüzdeki seçimlere…
Artık CHP’li olduğunu da…
Kanıtlamış olacaktır…
Yalnız…
Bugün bizi…
Fena ekti…
Biz derken…
Kapaklı Gazetesi’nin sahibi…
Adem Çil….
İkisini birlikte görünce…
Muhabbete daldık!
Nihayetinde…
Özkan Başkan….
Öyle etti, böyle etti…
Salladı yani…
İşim var filan derken…
Kayıplara karıştı!
Ben de…
Cezasını kestim!
En kısa sürede…
Balık ısmarlayacak!
Bu günlükte…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla!
İŞTE 20'LİK MUHTARIMIZ
