Abdulhamit ALBEZ

Tarih: 11.10.2024 21:50

İTFAİYE BİZİ AYDINLATIRSA İYİ OLUR!

Facebook Twitter Linked-in

Son günlerde…

Yine…

Fabrika yangınları…

Yaşıyoruz!

 

Gürdal Adal’ın iki gün önce…

Fabrikası yandı!

Dün gece…

Bir başka fabrika yandı!

 

İnsan üzülüyor!

Ben bu kadar üzülürken….

Fabrika sahiplerini…

Çalışanları vs…

Düşünmek bile istemiyorum!

Çünkü…

İkinci bir üzüntü başlıyor!

 

İşin enteresan tarafı da şu…

Kül olana kadar yanıyor fabrikalar!

Söndürmek…

Ne mümkün!

Zamanında müdahale mi edilemiyor!

Yanıcı maddelerden ötürü müdür?

Rüzgarın etkisiyle….

Geçen günkü fabrika yangını…

İyice yayılmıştı…

Son iki fabrikada…

Hurdaya çıkana kadar yandı!

 

6 ay kadar önce…

Yazmıştım!

Yine fabrika yangınları vardı!

Galiba…

Kimse oralı olmadı!

Olmadı ki…

Devam ediyor yangınlar!

Diyeceksiniz ki…

Bölgemizde çok fabrika var!

Yüzlerce…

Binden fazla…

Hakkari de yanacak değil!

Fabrikanın bol olduğu yerde…

Fabrika yangını çıkacak!

 

Elbette…

Bölgemizde çok fabrika var!

Varda…

Bu çokluk içerisinde…

Uzmanlaşmanın da olması lazım!

Biz…

İlkel dönemlerde yaşamıyoruz!

Adam neredeyse…

Her ay bir telefon üretiyor!

İpone’lerin…

Biri eskimeden bir başkası çıkıyor!

Milletin cebindekini alabilmek adına…

Biz de…

Neredeyse…

Ayda iki fabrika yanıyor…

 

Artık bu uzmanlaşma…

Devreye girmesi lazım…

50 yıldır…

Bölge fabrika bölgesi…

Bu yangınların…

Nasıl çıktığı…

Sebebi, sonucu…

Tahlil edilmiş…

Önlemler, tedbirler buna göre…

Alınmış olması lazım!

Son yangınlarda…

İhmal mi var…

Tedbirsizlik mi?

Niçin bu kadar hızlı…

Bu yangınlar yayılıyor!

Birkaç saatte…

Fabrikayı esir alıp, küle çeviriyor!

Nerede hata var!

 

Dedim ya yukarıda…

Yazmıştım…

Aynısını tekrarlamayacağım!

Bu kez…

Sadece…

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi…

İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan…

Bu yangınlarla ilgili…

Fabrika yangınları…

Bir raporu var mı?

Olması lazım!

Bunları…

Kamuoyu ile…

Paylaşmasını isteyeceğim!

İtfaiye Dairesi Başkanlığı…

Herhalde…

Yangınlara ilişkin…

Bir takım çalışmalar…

İlmi veriler çıkarmıştır!

Sebep, sonuç ilişkileri…

İtfaiye ekiplerimizin…

Beceriksizliği yüzünden mi?

Koskoca fabrikalar…

Küle dönüyor!

Zamanında müdahale etmediklerinden mi?

Yoksa…

Başka nedenler mi var?

Yoksa…

Yanma özelliği olan maddeler yüzünden mi?

İşçi filan ihmali mi?

Patron ihmali mi?

Her neyse…

Mutlak bir rapor çıkarıyordur…

İtfaiye yetkilerimiz…

Lütfen…

Bu raporları…

Kamuoyu ile paylaşınız…

Bilelim…

Sadece yangın haberleriyle…

Olmuyor…

Kamuoyunun…

Daha fazla bilgilendirilmeye…

Bence…

İhtiyacı var!

Haksız mıyım?

Sevgili okur….

 

***

Dün…

Öğlen yemeği için…

Öğrencilerin evlerine gitmesine…

İzin verilmemesi üzerine…

Bir yazı yazdım!

Tabii ki…

Velilerden gelen talep üzerine…

Öğlen arası okulda kalınca…

Karnını doyurmak için öğrenci…

Okul kantinine mecbur kalıyor!

 

İşte bu mevzuda yazınca…

Bir şey öğrendim!

Meğer…

Bu tüm okullarda geçerliymiş!

Liselerde de…

Amma ve lakin…

Veliler dilekçe veriyormuş!

Dilekçe veren velilinin…

Öğrencisi…

Dışarı çıkabiliyormuş!

 

Böylece…

Çocuklar….

Okulda kalarak…

Kötü alışkanlıklar…

Kötü işlerden de…

Uzak kalıyormuş….

Enteresan…

Velilerde bir enteresan…

Eğitim sistemimiz de bir enteresan!

Yahu…

Çocukların ellerine…

Dünyayı vermişsiniz!

Telefonu olmayan çocuk yok!

Siz onları…

Hangi kötü alışkanlıktan koruyacaksınız ki…

Okula mahkum ederek!

Şimdi bazıları diyecek ki…

Efendim işte…

Çocuk, öğrenci vs…

Kilitleri var!

Her yere giremiyor öğrenci vs…

Herkes kendini kandırıyor!

Bu öğrenciler, bu çocuklar….

Hepimizden iyi….

İnterneti de…

O telefonları da kullanıyor!

Çocuklara…

Pahalı pahalı telefonları verip…

Sonrada…

Okula mahkum etmek!

Valla ben pek bundan da…

Bir şey anlamadım!

Çünkü…

Geçen yıllarda…

Şahit olmuştum…

Lise 2’nici sınıfa giden….

Bir öğrenciye…

Bende bulunan telefondan…

Daha iyisini….

Ailesi almıştı!

Neyse…

Milli Eğitimimiz…

Ve velilerimiz…

Daha iyisini bilir!

Ne diyeyim….

 

***

 Bu hafta başında…

Bir iki yazımda…

Çerkezköy Kent Konseyi’nden bahsettim ya…

Ona değineyim son olarak…

Kıymetli dostlar…

Ben iki üç hafta önce yazmıştım…

Ben yazana kadar da…

Kimse….

Bu Kent Konseyi’ni…

Önemsemiyordu!

Zaten yazımda da…

Önemli bir kurum olmadığını belirtmiştim!

Aslında…

Bundan 20 yıl önce…

Bölgesel Kalkınma Ajansları ile birlikte…

AB uyum yasaları çerçevesinde kuruldu!

Ve fakat…

Her şeyi olduğu gibi…

Bu kent konseyi ve kalkınma ajanslarını da…

Kendimize benzettik!

İşe yaramaz bir kurum oldu!

Yani…

Adı var kendisi yok!

İçi boş!

 

Kent Konseyi’ne…

Başkan…

O olmuş…

Bu olmuş…

Hiçbir önemi de yok!

 

Dedim ya…

Ben yazdıktan sonra…

Bir başka hal aldı…

Ben de…

Heyecana kapıldım…

Kaymakam mı?

Belediye Başkanı mı?

Kazanacak dedim!

Oysa…

Kazınayağı öyle değilmiş!

Biz…

Kendi kendimize…

Gelin, güveyisi olmuşuz!

Kaymakam ile…

Belediye Başkanı…

Aynı fikirdeymiş…

Bilmem anlatabildim mi?

Benden bu kadar!

Haftaya…

Daha hararetli konularda…

Görüşmek üzere….

Kalın sağlıcakla…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —