Biliyorsunuz…
Gündemimizde…
CHP İlçe Kongresi…
Var!
Bu hafta sonu pazar günü…
Delege seçimi var!
Adaylar çalışıyor…
Özgür Sönmez, tarafı…
Mavi liste…
Genel Merkez’den…
Kongreyle ilgili talepte bulunmuş!
Biliyorsunuz…
Son seçimle ilgili de…
Kongrede….
Bir sürü şaibe söylentisi olmuştu!
Bakınca…
Elbette herkesin aklına gelir!
Bir kere…
Üye sayısı 6 binden fazla olan…
CHP Çerkezköy İlçesi’nde…
Kongre…
Küçük bir parti binasında…
Yapılmamalı…
Şaibelere gebe olur!
Amma ve lakin…
Ne hikmetse…
Bir sürü spor salonumuz…
Daha büyük salon…
Olmasına rağmen…
Burada yapma kararı almışlar!
Tıpkı geçen yıl gibi…
İşte bütün bunlar yüzünden…
Özgür Sönmez tarafıda…
Genel Merkez’den…
Objektiflik çağrısında bulunmuş!
Genel Merkez de…
Buna olumlu yanıt vermiş!
Anlayacağınız…
Bu kongre sürecinde…
Sandık başında…
Her iki adayında…
Temsilcisi duracak!
CHP Genel Merkezi genelge göndermiş…
İllere…
Geçen seçimde…
Sandık başlarında…
Özgür Sönmez’in temsilcilerinin…
Bulunmasına…
Müsaade edilmemiş!
Bütün bunlara rağmen…
900 oy almıştı…
Kazanan aday ise…
1200 civarı filandı sanırım…
Bu seçim öyle olmayacak işte…
Özgür Sönmez’in de…
Temsilcisi bulunacak, her sandıkta…
Ayrıca da…
Yine…
Genel merkeze yapılan talep üzerine…
Kongrede…
Bir tane de…
Genel merkez temsilcisi bulunacakmış!
Böylece…
Kongrede…
Objektif bir seçim sağlanacak!
Bugün bu önemli hususu da…
Sizinle paylaşmak istedim!
Hem sandık başında…
Adayların temsilcisi olacak…
Hem de…
Her bir kongrede…
Bu sadece Çerkezköy ile bağımlı değil!
Tüm ilçelerde…
Birer genel merkez temsilcisi olacak!
***
Size ilginç bir şey anlatacağım!
Gerçek yani…
Babalar…
Kendi telefonlarından…
Daha iyisini, daha üst modelini…
Çocuklarına alıyormuş!
Çerkezköy’de yani…
Cennet İletişim var hemen meydanda…
Orada…
Çalışan bir genç kardeşimiz var!
Mehmet Can Taş!
Bir arkadaşımla birlikteyken…
Ben de yanlarına gittim…
Sohbet esnasında…
Dedi ki…
Buraya babalar geliyor…
Çocuklarına telefon alıyorlar…
Bakıyorum…
Adamın cebindeki telefon…
Çocuğuna aldığından…
Daha düşük model, daha ucuz vs….
Dikkatimi çekti!
Oysa…
Elin oğlu…
18 yaşına gelmeden…
Çocuğa telefon vermiyor!
Şahsen…
Ben de…
Olsam aynısını yapardım!
Şimdi diyeceksiniz ki…
Nasıl haberdar olacağız vs…
Yahu…
Biz cep telefonuyla mı büyüdük!
Annem…
İstediği vakit…
Benden haber alıyor…
İstediği vakit…
Ben yanına gidiyordum!
Bir yolunu buluyorduk!
Haksız mıyım yani…
Benim yaşıtlar…
Beni anlar!
Babalar…
Çocuklarına iyilik mi yapıyor?
Kötülük mü yapıyor?
Valla bende bilmiyorum!
Vaziyet böyle işte…
****
Uğur Mumcu Caddesi’nde yürürken…
Az kalsın…
Ayağımı kırıyordum!
Hep diyorum…
Özellikle de…
Atatürk Caddesi…
Öztrak Caddesi…
Uğur Mümcu’nun bir kısmı…
Bu kaldırımlar…
Tamam güzel oldu da…
Koyulan taşlar…
Buz pisti gibi…
Sadece yağmur yağdığında değil yani…
Hoş yağmur filan yağdığı da yok ya…
Güneş vurunca da…
Öyle bir kızdırıyor ki…
Jilet gibi oluyor taşlar…
Taş dediğim de…
Mermer yani…
Halbuki…
Öztrak ile Atatürk Caddesi arasında…
Geçiş yolları var!
İnan sokak…
Cefa Sokak…
Kahraman Sokak civarı…
Mesala…
Oralarda…
Tırtıllı taşlar koyulmuş…
O kadar hoş ki…
Kesinlikle…
Kayma filan yok!
Neyse döneyim başa…
Uğur Mumcu Caddesi’nde…
Ayağım bir kaydı…
Az kalsın…
Ayaklarım çapraz bir şeklide…
Sağ ayak sola…
Sol sağa …
Yere yığılacaktım…
Ucuz yırttım…
Yine düştüm…
Ama…
Ayağımı kırılmaktan kurtardım…
Burktum sadece…
Hafif bir ağrıyla…
Kurtardım…
Çok kişi eminim…
Bundan muzdarip…
Enteresandır…
Biz bir şeyi yaparken…
Ötesini, berisini…
Düşünmeyiz…
Yürümek için kaldırım yapıyorsun…
Amma ve lakin…
Buz pisti gibi taş diziyorsun…
Ara sokaklara da…
Küçük kaldırımların üstü…
Tırtıllı taşlardan…
Enteresan…
Bilinçlimi yapılıyor diye…
İnsanın aklına geliyor!
Belediyenin mühendisleri…
Belli ki…
Taştan maştan anladıkları yok!
Acemiler…
Ben bile…
O kadarını düşünürüm yani…
Neyse…
Allah korudu…
Umarım…
Bu taşları dizenler…
Benim gibi…
Bir gün…
Bu taşlar üstünde…
Düşmez…
Düşmez de…
Allah muhafaza…
Ayağını kırmaz!
Bugünlükte…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla…





