Bugün…
19 Eylül Gaziler Günü…
Törenleri vardı!
Ben de katıldım…
Herkesin bir arada olduğu…
Zamanlar…
Pek olmuyor!
İşte bu yüzden…
Bürokratlar…
Siyasiler…
STK başkanları ve temsilciler…
Protokol…
Görme ve görüşme zamanı…
Ben de…
Azıcık erken gittim…
Hayli sohbetlerim oldu!
Bir ara…
Kendimi…
Askerlere…
Askerlik anılarımı anlatırken buldum!
Sağ olsunlar…
Kızmadan dinlediler!
Uzun süre olmuş askerlik…
Uzatmaları, kısaltmaları, yıldızları…
Karıştırdım!
Törene bir grup rütbeli askerde katılmıştı!
Henüz tören başlamadan…
Yanlarına gittim!
Komutanlarımızdan unuttuğum bilgileri sordum!
Teğmenler, yüzbaşı, binbaşılar…
Vardı!
Ayaküstü sohbet ettik!
Askerlik ne zaman yaptın diye sordular?
Çok oldu dedim…
20 sene…
İşte bu yüzden…
Rütbeleri unutmuşum ya!
Hafıza tazeleyeyim istedim!
Şeklinde…
Meramımı dile getirdim!
Askerliği nerede yaptın diye…
Bir komutanımız sorunca…
Benim askerlik anılarım girdi araya…
Tören alanında…
Daha sonra…
Bir baktım ki…
Bizim oyuncakçı…
Kim olduğun….
Biliyorsunuz değil mi?
Oyuncakçını…
Şimdi sevgili dostlar…
Törende…
Malum…
Atatürk Anıtı’na çelenk sunulacak!
Neyse işte…
Orada bir çelenkte…
Bir küçük sorun var!
Tek bir harf düşmüş…
İşte bizim oyuncakçı…
Hemen atladı!
Bende var dedi…
Koştur koştur…
Gitti getirdi!
Ben boşuna oyuncakçı demiyorum!
Mesela….
Ben gazeteciyim!
Bende harfin ne işi olur azizim!
Olmaz!
İşte bu yüzden…
Ben yapamadım!
Ama o yaptı!
Demek ki neymiş?
Boşuna oyuncakçı demiyoruz…
Her ne kadar…
Gazeteci görünümlü olsa da…
Asıl işi…
Oyuncakçılık…
Yine…
Tören alanından…
Yani…
Cumhuriyet Meydanı, Atatürk Anıtı…
Çoğunuz belki bilmez ama…
Çerkezköy Belediyesi’nde çalışan…
Bir Osman’ımız var!
Osman’da bir gülüş var!
Hele bir gülsün…
Bütün Çerkezköy…
Yerlere yatar!
Kriz geçirir!
İşte bu yüzden de…
Pek meşhurdur Osman!
Aranızda bilmeyenler varsa…
Öğrensin Osman’ı…
Osman bir şey hatırlattı mı size?
Hatırlatmadıysa…
Ben hatırlatayım…
Osman’ı görünce…
Tören alanında…
Dedim ki…
Çağırdığın kızlar geldi mi Osman!
Böyle bir şarkı var!
Özellikle de…
Sosyal medyada dönüyor!
Orada, alanda…
Osman’a çağırdığın kızlar geldi mi…
Diyerek…
Espri yaparken…
Aklıma buradan nasıl bir iş çıkar?
Düştü!
Ben doğal olmayan hiçbir şeyi sevmem!
Osman’a bir hikâye bulup yazmam lazım!
Amma ve lakin…
Nasıl?
Dedim ya…
Doğal olmayan bir şeyi yapmam!
Sevmem de!
İmdadıma…
Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay yetişti!
Demek ki…
Kalbimiz temizmiş!
Biraz sonra…
Bir baktım…
Vahap Başkan Osman’a doğru yürüyor!
Bir yandan da…
El etti Osman’a…
Yanına çağırdı…
Karşıdan bu manzarayı görünce!
Kaçırır mıyım?
Hemen fotoğrafladım…
Meğer…
Başkan Osman’ı….
Ceketin üst cebine….
Mendil koyması için uyarmış!
Neyse ki…
Mendil cebindeymiş Osman’ın…
Çıkarıp Başkan’ın dediği şekilde…
Görünür hale getirdi!
Çağırdığın kızlar nerdeler Osman?
Sonuç itibariyle…
Ben de kafaya koyduğumu yazmış oldum!
İŞTE O FOTOĞRAF
***
Bugün…
Size…
Son olarak…
Söğüt gölgesinden…
Yazayım!
Öztrak Caddesi’nde…
Belediye’nin arkasına kalıyor!
Kapalı otopark var!
Onun hemen yanı!
Meğer…
Bu söğüt ağacının altı…
Tekke gibiymiş!
Erenler otururmuş!
Sağ olsunlar…
Bizi de oturttular!
Bizim…
İsmail Akın’ın tavsiyesine binaen…
Gitmiştim!
Uğur Dedemiz…
Uğur Yurdakul…
Çay ısmarladı, içtik!
Sohbet ettik!
Celal Abbas Ocağı taliplerinden…
Uğur Bey’e…
Söğüt gölgesindeki…
Misafirperverliği için…
Teşekkür ediyorum!
Sizlere de…
Tavsiyem…
Yolu düşen gitsin!
Söğüt gölgesi…
İyi geliyor insana…
Ruhunu nüfuz ediyor!
Bugünlük de…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla!