Gülşah GÜLKAN


BİTEZ’E GİDİYORUM…

ŞEHİR AJANDASI


Sezonun ilk tatiline 5 kala hepinize merhaba sevgili okuyucularım. Bu hafta sonu itibariyle maaile bir hafta boyunca Bitez’de olacağız. Her çalışan gibi ben de tatili iple çekiyorum malum, üzerimde bütün bir yılın yorgunluğu var.

Döndüğümde size yine mutlaka detaylı bir Bitez dosyası hazırlayacağım, belki benim gibi tatilini yazın son ayına bırakanlar için ilham olur. 

Tüm bu tatil hazırlıkları içinde dahi yine bir şeyler izlemeye ve okumaya devam ettim. Haydi hep beraber bu hafta neler izleyeceğiz ve okuyacağız bakalım.

WEDNESDAY’İN DÖNÜŞÜ ŞAHANE OLDU

İlk sezonu 2022 yılında yayınlanan ve yayınlandığı ilk günden bu yana tüm dünyada izlenme rekorları kıran Wednesday dizisi ikinci sezonuyla geri döndü.

Yolu ucubeler okulu Nevermore’a düşen Wednesday, burada her biri değişik sihir yetenekleriyle donanan okul arkadaşlarıyla beraber kendini gizemli bir cinayet vakasının ortasında bulur. Kendine has kişiliği ve giyim tarzıyla olayları farklı açılardan değerlendiren Wednesday, ilk sezonda olduğu gibi ikinci sezonda da ardı sıra gelen ölümlerin gizemini çözüyor.

Şu an Netflix’te ikinci sezonun 4 bölümlük ilk kısmı var, sezonun kalan kısmı eylül ayında ekranda olacak. İsterseniz diğer yarısını biriktirip sezonu tek seferde izleyebilir ya da benim gibi dayanamayıp sezonun ilk 4 bölümünü bir oturuşta bitirebilirsiniz.

KALIPLARIN DIŞINDA BİR KİTAP: KÖRLÜK 

1998 yılı Nobel Edebiyat Ödüllü Körlük kitabını okumaya başladım. Konusu ve olay akışıyla ilgimi daha ilk sayfalarda çeken kitap, adı olmayan bir şehirde ve ülkede, adı olmayan görme özürlü insanların hikayesini anlatıyor.

Bir gün sebepsiz yere körlük salgınına yakalanan bir grup insan karantinaya alınır ve toplumun diğer sağlıklı (görebilen) bireylerinden ayrıştırılır. Kimsenin adının olmadığı, kişilerin sadece sıfatlarıyla adlandırıldıkları Körlük kitabı hem edebi anlamda hem de hikayesiyle yazarı Jose Saramago’nun en bilinen ve sevilen kitaplarından biri olmayı sonuna kadar hak ediyor.

İnsanların yakalandığı bu körlük salgınının topluma verdiği zararları trajik bir biçimde işleyen yazarın hikayesi hem ütopik hem de gerçek kıvamında.