İnsanoğlu garip bir varlık…
Öyle değil mi?
Hep diyorum…
Ben öyle entelektüel yazılar…
Bilmem!
Amma ve lakin…
Bugün azıcık…
Derine inelim, boğulmam inşallah!
Hayatın ilk yarısını…
Bir şeyler olabilmek için harcar…
İkinci yarısında ise…
Olanların tadını çıkaramamanın…
Pişmanlığını yaşar!
Düşünsenize; bir ömür boyu koşuyoruz…
Kimi mevki, kimi para, kimi itibar peşinde…
Zannediyoruz ki biraz daha kazanırsak…
Biraz daha yükselirsek huzur bize gelecek!
Ama o huzur bir türlü gelmiyor!
Çünkü huzur…
Hep yarına ertelediğimiz bugünde saklı!
Bir ömrün en kıymetli dönemi…
Koşmayı bırakabildiğin andır…
Bunlar işin entelektüel kısmıydı…
Gelelim…
Benlik kısmına…
60 yaşına gelmiş insanlar görüyorum…
Görüyoruz!
Sizde görüyorsunuzdur…
Etrafınızda…
Hatta 60’ı çoktan devirmişler…
Dolu!
Mesele…
60’ı devirmekte değil…
Mesele şu ki…
Hâlâ bir telaşın içindeler…
Sanki ölümsüzlük yasası çıkmış gibi…
Hâlâ yeni yatırım…
Yeni kazanç, yeni hedef…
Oysa insanın bir yaştan sonra…
Yapması gereken şey…
Artık hayatla helalleşmek değil midir?
Hayatın tadını çıkarmak…
Dünyaya kaç kez geleceksin abi!
Para biriktirmek değil, anı biriktirmek!
Görmek…
Tefekkür etmek…
Yeni ofis açmak değil, yeni şehirler görmek!
Yeni ülkeler mesela…
Para da var ya…
Daha fazla kazanmak değil…
Daha çok paylaşmak gerekmez mi?
Hayatın bir evresi, üretmek içindir…
Amma ve lakin…
Bir evresi de şükretmek…
Seyretmek ve paylaşmak içindir!
Zenginlik artık cebinde değil, kalbinde olmalı!
İnsanın en büyük zenginliği…
Banka hesabı değil, vicdanıdır!
Adam…
85 yaşına gelmiş…
Hala belediye başkanı olmak istiyor!
Adam 70’e gelmiş…
Hala biraz daha para kazanma derdinde…
Yetim bir çocuğun başını okşamak…
Bir gencin eğitimine katkı sunmak…
Bir ağacın gölgesinde oturup…
Kuş seslerini dinlemek…
İşte asıl zenginlik bunlardır!
Bir noktadan sonra…
Çekeceksin elini eteğini…
Şu dünya işlerinden…
Daha fazla para…
Daha fazla mevkii…
Vs…
Yetsin artık!
Haksız mıyım yani?
Ama…
Ne yazık ki…
Çoğumuz, çoğu hâlâ farkında değil!
Para bitince hayat biter zannediyoruz!
Oysa hayat…
Para biriktirmekten çok…
Anı biriktirmekle değerlenir…
Kıymet bulur!
60 yaşına gelen biri…
Hâlâ sabah işe yetişme telaşındaysa…
Bir yerlerde yanlışlık var demektir!
Bu yaştan sonra yapılması gereken şey…
Torunla parkta yürümek…
Eski bir dostla kahve içmek…
Gençlere tecrübeyi miras bırakmak…
Belki de bir kütüphane…
Ya da vakıf kurmaktır!
Yani insan, hayırla anılacak izler bırakmalı!
Çünkü para harcanır, mal biter, mevki unutturulur!
Ama iyi bir söz…
Yapılan bir iyilik…
Dokunulan bir gönül…
yıllar geçse de unutulmaz.
Hayatın özeti bir cümlede saklı…
Artık yaşamak zamanı…
Eğer bir gün aynaya bakıp…
Bu kadar koşmaya değdi mi?
Diye soruyorsan…
İşte o gün durmanın vaktidir!
İşin özeti…
Kalan yıllar, artık para değil…
Huzur kazanma zamanıdır.
Kalabalık sofralarda dostlarla gülmek…
Bir tiyatroda alkışlamak…
Bir köy okuluna kitap göndermek…
Bir ağacı toprakla buluşturmak…
İnsanı ölümsüz yapan…
Bıraktığı iyiliklerdir!
Ve ömür denilen o kısa yolculukta…
En güzel kazanç…
Kazanmaktan vazgeçip…
Yaşamaya başlamaktır!
Son olarak…
Demiş ki…
Su-i emsal emsal olmazmış!
Yani…
Kötüden örnek verilmez!
İşte bu yüzden…
Kötüye örnek göstermedim…
Göstermedim de…
İyiye örnek göstermeyeceğim değil!
Mesela…
Serkan Karagöz…
Hala genç biri…
Hala iş görüp, parasına para katabilir…
Ama…
O yıllardır…
Paraya para katmaktan vazgeçmiş…
Hayır işleriyle…
Kalan ömrünü geçirmeye…
Kendini adamış!
Bu arada da…
Yukarıda o kadar sayıp döktüm…
İşte bütün onların hepsini yaparak…
Hayatın tadını çıkartıyor!
Daha ne olsun!
***
Bugünkü yazıyı bitirirken…
Şunları eklemek istiyorum!
Ağam ben geri zekalıyım ya…
Koleksiyon filan bilmiyorum ya…
30 yıldır gazeteciyim ya…
İlk kez sen koleksiyon yaptın ya...
O yüzdendir…
Benim neyi, niye yazdığımı anlamadıysan…
Diyecek bir şey yok!
Hala kendini hatalı kabul etmiyorsan…
Diyecek bir şey yok!
Önceden…
Bir danışman tavsiye etmiştim…
Artık onu da etmiyorum!
Sadece…
İbrahim Tatlıses’ten…
Ağam, ağam türküsünü…
Ki, uzun havadır…
Hediye ediyorum!
Bugünlük de…
Bu kadar…
Kalın sağlıcakla!






