Abdulhamit ALBEZ

Tarih: 24.11.2024 04:01

BİR BİK, BİR DE OYUNCAKÇI….

Facebook Twitter Linked-in

Şu günlerde…

Hatırlatır durursunuz…

Oyuncakçı…

Niye yazmadın…

Diye…

Bir de…

BİK!

Var!

Geçen dediler ki…

Artık yazmıyorsun BİK!

Takipçilerim…

Bilirler…

Son dönemde…

BİK ile ilgili birkaç kez yazdım!

Üst üste…

Yazılar….

 

Bik…

Yani…

Basın İlan Kurumu…

Soranlar oluyor…

BİK’i ne yaptın diye…

Hiç yazmıyorsun…

Bugün…

Yazayım…

Bu hafta tatilimi…

Cumartesi kullandım…

Müdavimlerden…

Özür diliyorum…

Ve…

Pazar günü…

Bugün…

Dinlenme…

İstirahat günümde…

Yazıyorum!

 

 

AK Parti…

Yeni iktidara gelmişti…

Çok öncesinden tanıdığım….

Bir kamu kuruluşunda…

Şube müdürü olan, Hikmet abi vardı!

Soy ismini yazmaya hacet yok herhalde…

İşte…

Hikmet abi…

AK Parti’nin daha ilk yıllarıydı…

Sene 2003-2004 civarı…

Birgün…

Dedi ki…

Hamit…

Basın İlan Kurumu Kuruluyor!

Abim de…

Bu kurumun başına geldi…

Önce…

Türkiye’de…

7 bölgede toplanacak…

Basın İlan Kurumu…

Sonra zamanla…

Yayılacak…

İstersen…

Seni bunlardan birine…

Müdür yaptıralım!

Tabii….

O dönemler….

Gazeteciyiz ama…

Birgün…

Türkiye’nin en büyük gazetesinin…

Yazı işlerinde…

Olmak üzere…

Kendimizi yetiştiriyoruz!

Yani…

20 yıl geçmiş…

 

Şimdi…

Kendi kendime düşünüyorum da…

Acaba…

Niye o teklifi kabul etmedim!

Etseydim…

Daha iyi mi olurdu?

Yoksa…

Bir işe yaramaz mıydı?

Hikmet abinin…

Abisi…

Sonraki yıllarda…

10 yıl sonra…

AK Parti milletvekili olmuştu!

 

Şimdi…

Bu iki durumu…

Tahlil edelim…

Birincisi…

Geldiğimiz noktada…

Basın İlan Kurumu…

Gazeteciliği öldürdü…

Dibine de…

Kibrit suyu döktü!

 

Şayet…

Ben…

Basın İlan Kurumu genel müdürü…

Olsaydım!

Ki…

Bana genel müdürlük değil…

Bölgelerde açılacak…

Şu müdürlüğü teklif edilmişti…

Bunu da not edelim!

 

Diyelim…

Genel müdür oldum!

Ya…

Kesinlikle böyle olmazdı!

Yani…

Gazeteciliğin dibine…

Kibrit suyu dökülmezdi!

Ya da…

Bir süre sonra…

Ben o genel müdürlüğü…

Bırakırdım!

Hoş…

Şube müdürü de olsaydım…

Değişen olmazdı!

Evvela…

Gazetecilik nereye gidiyor?

Bakardım!

Bunda rolüm ne?

Gücüm yetmiyorsa…

Zaten…

Orada da uzun…

Kalamazdım!

 

 

Diyelim…

Normal şube müdürü oldum!

Dedim ya…

Yine de…

Pek değişen olmazdı!

Çünkü…

Basın İlan Kurumu’nda…

Gazeteciliğin…

Dibine…

Kibrit suyu dökecek…

Adamlara ihtiyaç varmış…

Ben öyle olmadığım için…

Yürümezdi!

Ki…

Geldiğimiz nokta…

Ortada!

Gazetecilikten anlamayan…

Haber nedir?

Diye sorsanız!

Bunların hiçbiri…

Cevap veremez!

Emin olun…

Boşuna yazmıyorum bunları!

Kendimden emin olmasam…

Yazmam…

Haber nedir diye sorun…

Basın İlan Kurumu’nda…

Müdürü dahil…

Çalışan hiç kimse…

Bilmez!

Genel müdürleri zaten hiç bilmez!

Sanırım…

Çalışanlarda…

İstenilen background…

Tam da budur!

Yani…

Gazeteciliği bitirmek!

Bizim…

BİK’de bitirdi!

Tekirdağ BİK…

Kendi kafasına göre…

Ulufe dağıtır gibi…

Resmi ilanları dağıtıyor şu günlerde…

İnternete dahi el atmışlar…

Sanırsın tohumuna para vermişler!

Siz kim…

Neyi dağıtıyorsunuz?

 

Ömrünü bu mesleğe verenler de…

Ne yaparsa yapsın!

İş bilmez adamları…

Kifayetsiz…

İnsanlarla…

BİK’i doldurursan…

Olacağı budur!

Birgün gazeteciliğie hizmet etmişler mi?

Bir gün kapımızı çalmadılar yahu…

5 yıl bunlarla bağımız olaraktan çalıştık…

Birşey sandık…

Birgün kapımızı çalmadılar!

Çünkü…

Verimli değildik…

İhale ilanı yayımlayanlar daha verimliydi ya…

Biz de…

Sadece başımızın üstünde…

Sopa sallandırdılar!

Dedim ya…

Kendi kafalarına göre…

Ulufe dağıtır gibi…

Memleketin parasını…

Dağıtırlar!

Yazık, çok yazık!

Gerçek gazeteciler…

Gerçekten gazetecilik yapanlar…

Gerçekten gazetecilik tezgahından…

Geçenler…

Mesleğin sırtındaki…

Kenelere…

Boğduruluyor!

Aynen…

Aslanların…

Çakallara…

Yem edilmesi gibi…

 

Bitti sanmayın!

Elbet bir gün…

Bunların…

Bir hesap göreni…

Bir de…

Bedel ödeyeni…

Olacaktır!

 

Dünya durdukça…

Bu can…

Bu tende…

Durdukça…

Hesap günü de…

Olacak…

 

Umarım unutmazlar!

Bu günleri…

Elbette…

Biz…

Hatırlatacağız!

Meşimenden doğan güneş gibi…

Bir gün…

Hatırlatacağız!

 

****

 

Arkadaşlar…

Oyuncakçı…

Radarımda…

Merak etmeyin!

Ensesindeyim!

Her daim…

Takip ediyorum onu…

Depreşemez…

Günahları büyük…

Çok büyük günah sahibi…

Onun ettiklerini yazsam…

Meydan Larousse, halt eder!

Gençlik yıllarımızda…

Gazeteler…

Meydan Larousse ansiklopedisini…

Kupon karşılığı verirdi…

Ben de…

Almıştım!

Sonra…

Başladım okumaya…

Her cildi aldıkça…

Okuyordum…

Sular seller gibi….

Kitap okuduğum dönemler…

Ansiklopedi de okumaya başladım…

Ouyncakçı…

Hala özür dilemedi…

Ben size dedim işte…

Adam…

Gazeteci olsaydı…

Özür dilerdi…

Şimdi anladınız mı?

Ondan…

Gazeteci olmaz…

Gazeteci gibi davranmasına bakmayın!

Bugün…

Gün gibi…

İspat etmiş bulunuyoruz!

Her türlü hakareti yaptığı…

İftirayı attığı…

İlçe Milli Eğitim Müdürü…

Bugün görevi başında…

O ise…

İnsanların yüzüne bakabiliyor!

Oyuncakçı değilde…

Bir gazeteci olsaydı!

İnsan içine çıkamazdı!

Mesele bu kadar basit!

Anlaşıldı galiba…

 

 

Bitirirken…

Şunları demek istiyorum!

 

Ahlaksızlığa….

Omurgasızlığı….

Arkadan vurmaya…

İçten pazarlığa….

Hep birlikte…

Meydan okuyacağız!

Çekinmeyeceğiz, korkmayacağız!

Yüzsüzlerin…

Yüzüne…

Yüzsüzlüklerini…

Çarpmak…

Erdemli olmaktır!

Oyuncakçı gibileri…

Ademe…

Mahkûm edeceğiz!

Hiç…

Şüpheniz olmasın!

Oyuncakçı bende!

Merak etmeyiniz!

 

Bu günlükte…

Bu kadar…

Kalın sağlıcakla…

Herkese çok selamlar….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —