Ramazan münasebetiyle…
Yazılar…
Sanırım biraz geç vakte…
Kalacak!
Ramazanları…
Sanki…
Geceyi daha çok kullanıyoruz!
İftar saati filan girince…
Ortalık karışıyor!
Neyse uzatmayayım…
Bizim…
BİK!
Bilirsiniz…
Çeşitli kereler yazdım!
Basın İlan Kurumu yani…
Eskiden fena değildi…
Hoş bir faydası da yoktu ama…
Kör topal gidiyorduk!
Araya…
Pandemi girdi…
Sonra…
Tasarruf tedbirleri genelgesi filan…
Derken…
Bu BİK adındaki kurum…
3 yıl bizi unuttu!
Sözde…
Gazeteciler, gazeteci kurumu…
Hem de çok önemli kurum aslında…
Gazeteciliğin, mesleğin yaşaması için…
Hayat suyu…
Can suyu…
Ne derseniz deyin işte…
Finans kaynağı…
Bu kurum!
3 yıl boyunca…
Bir gün ne aradılar, ne sordular!
İlan filanda yok tabii…
Demiyorlar ki…
Yahu bu gazeteler ne oldu?
Öldüler mi?
Kaldılar mı?
Dedim ya…
Pandemi girdi, şartlar herkese ayan!
Üstü bir de tasarruf tedbirleri…
E yani…
Vaziyet iç açıcı değil!
Amma ve lakin…
Bizim BİK’ten ses seda yok!
Ballı maaşlar…
Gazetecilerin sırtından…
Umurlarında mı ki…
Dünya!
Neyse…
3 yıl sonra hatırladılar!
Hatırladılar ama…
Sorun niye?
Malum…
İnternet üzerinden…
Web haber siteleri…
Artık daha bir revaçta…
Basılı gazeteyi…
Kimse okumaz hale geldi!
Durur mu hiç, BİK!
Ballı börekli ekmek var orada…
Kaçar mı?
Bu kez internet minternet…
Düzenlemesi diye…
Bu arkadaşlar…
Web sitelerine de ihale ilanı…
Satmaya başladılar!
Hangi hakkı…
Neye göre…
Kim paylaştırıyor!
Belli değil!
Yukarıda üç beş ağa…
Oturmuş…
Üç beşte kendilerine uygun…
Ballı börekli ekmek sahibi…
Gazeteci bulmuş!
Sözde hepsi sevgili dostlar!
Sözde!
İşte bunlar oturmuş…
Gazetecilerin ekmeğini paylaşıyor!
Yersen…
Neyse işte…
Biz yemedik!
Bunlardan uzaklaştık!
Şartlar sunmuşlardı!
Şunları, şunları yapacaksın!
Bu arkadaşların şartlarını…
Yerine getirsen…
Her ay…
En az 60 bin TL harcayacaksın!
Peki…
Karşılığında…
Meçhul!
Bu harcamayı karşılayacak…
Bile…
Kaynak var mı dedik!
Yok!
Kendinizi bulacaksınız…
Eee…
Sonra bizde komisyon alacağız!
Sonra…
Siz de yayımlayacaksınız!
İlanlar böyle…
Baktık ki…
Harcı borcunu kurtarmıyor!
Dediğim gibi…
Ayrıldık, çıktık BİK’ten…
Sevgili dostlar…
Ne olmuş biliyor musunuz?
Bu BİK…
Şu sıralar…
Afallamış!
Kafası karışmış!
Tutmuş…
Bu hani bize sundukları…
En baştaki şartlar var ya…
Meğer…
BİK ağaları…
Şu sıralar…
O şartları…
Azatmış…
Hem de…
Yarı yarıya!
İyi de…
BİK ağaları…
Adama sormazlar mı?
O yarısını nasıl karşılayacak!
Gazeteci…
Bir de…
Bu BİK ağaları…
Sanki…
Kendileri gazeteciymiş gibi de…
Gerçek gazetecilerle….
Trişkadan…
Gazetecilik yapanların…
Ayrılması için…
Gayret gösteriyorlarmış!
Yani…
Bu zorlaştırma işleri…
Ondanmış!
Yahu…
Siz var ya siz…
Ne hukuk bilirsiniz…
Ne Anayasa…
Gerçek gazeteci diye…
Azıcık okusaydınız…
Gerçek gazetecileri…
Öldürmezdiniz…
Siz gerçekleri öldürünce…
Asıl…
Piyasa gazeteciyle doldu!
Herkes şimdi…
Sosyal medyadaki…
Etkinliğince…
Olmuş gazeteci zaten!
Sizin bundan haberiniz yok değil mi?
Dünyadan haberiniz yok ki…
Ondan da olsun!
Ne diyeyim…
BİK ağaları…
Sayın BİK’çiler…
Günahı vebali boynunuza…
Ben hakkımı helal etmiyorum!
Gidin…
Gerçek gazeteci arayın siz!
***
Hüseyin Gümüş…
Eski…
Çerkezköy İlçe Milli Eğitim Müdürü…
Şimdilerde…
Sosyal medya hesabından…
Sendikacılara…
Fena giydiriyor!
Eğitim Bir Sen adlı sendika…
Haksız yere…
Görevden alınmıştı…
Hatırlarsınız!
Ama hoca…
Peşini bırakmıyor!
Sosyal medya hesabından…
Neredeyse…
Her gün…
Neşriyat yapacak!
Fena öfkeli…
Aylardır bitmiyor…
İftira atanlara…
Saydırıp duruyor!
Tek tek…
İsim isim…
Bir de belge koyuyor!
Ooo…
Görseniz!
Görenler vardır mutlaka…
Ben onların yerinde olsaydım…
Gider özür diler…
Bu işi kapatırdım!
Yoksa…
Böyle giderse…
Tüm Türkiye’ye….
Adlarını duyuracaklar!
Çerkezköy eğitimiyle değil de…
Öğretmenlerinin…
Müdürlerinin…
Eğitimcilerinin…
Kavgasıyla…
Meşhur olacak!
Ben olsam mülki idarenin yerinde…
Bu arkadaşları da…
Okul müdürlüklerinden…
Filan alırdım!
Hatta…
Sendika’dan da…
İstifa etmelerini…
Sağlardım!
Nasılsa…
İftiracı oldukları aşikar!
Bunlar durdukça…
Hüseyin Gümüş’ün de…
Öfkesi bitmeyecek!
Dedim ya…
Bu kavga…
Nihayetinde….
Çerkezköy’ü…
Tüm Türkiye’ye…
Meşhur edecek!
Benden demesi…
