Abdulhamit ALBEZ


BAL TUTAN PARMAĞINI YALAMIYOR!

KARA KUTU


Eskilerin…

Bir sözü var!

Der ki…

Bal tutan, parmak yalar!

Sevgili dostlar…

Günümüzde…

Artık…

Bal tutan…

Parmağını yalamıyor!

Balın kendisini…

Zaten yiyor!

Bilmem anlatabildim mi?

Bu yüzden…

Bazen…

Şansınızı zorlamayın!

Diyeceksiniz hangi şans?

Okuyalım o zaman…

 

 

Herkes…

Kafasını kuma gömüyor!

Bir tane…

Deli bulduklarında…

Her şeyi…

Onun üzerinden…

Çözeceğine inanıyor!

 

Sevgili dostlar…

Bugün…

Genel bir hastalığa dikkat çekeyim istedim!

Çünkü…

Bazen…

Bana…

Çok fazla anlam yüklüyorsunuz?

Burada…

Sadece ve sadece…

Gazetecilik yapıyorum!

Devlet değilim…

Hakim…

Savcı…

Polis…

Jandarma…

Müfettiş…

Mülki amir…

Amir…

Şu, bu…

Değilim…

 

En başta dedim ya…

Eskidendi o…

Bal tutan parmağını yalaması…

Artık…

Minareyi çalan kılıfını da…

Buluyor!

İşte bu yüzden…

 

Öyle bir haldeyiz ki…

Şansınızı zorlarsanız…

Gösterdiğiniz suç…

Üzerinize yapışabilir!

Minare-kılıf meselesi…

Bir de…

Herkes zaten olaya teşni…

Kimi…

Ayıklayacaksın ki…

 

Daha doğrusu…

Kimi kime şikayet edeceksin…

Vaziyet öyle hal almış!

Adam arıyor beni…

Bir şeyler anlatıyor…

Sonra da…

Sakın benim adımı verme…

Benden duymadın…

Niye?

Benim aram bozulmasın!

İyi de…

Azizim…

Senin aran bozulmasın…

Ötekinin arası zaten bozulmuyor!

Beri ki de…

Yerini koruyor!

Benim mi aram bozulsun!

Tamam…

Bozulsun da…

Sıkıntı yok!

Biz her şeyi üstümüze alıyoruz da…

Çözüm değil!

Arkadaşlar…

Kamuoyu baskısı diye bir şey var!

Bunu…

Kullanmazsanız!

Arsızlık, utanmazlık artıyor!

 

Bol miktarda örneği de var!

Adam…

Öyle rezaletlere imza atıyor ki…

Biz de…

Buradan yazıyoruz!

Eyvallah…

Herkes tamam!

Amma ve lakin…

Sokağa çıkınca…

Bakıyorsun ki…

Rezillikleriyle önde olan adama…

Bırak selam vermeyi…

Neredeyse…

Önünde…

Secdeye gidecek…

Bir dolu…

Adam var!

Yahu…

Arkasında konuşup…

Önüne gelince…

Secdeye kapanırsanız…

O adam…

Islah olur mu?

Olmaz!

Aynen bunun gibi…

Pisliğe…

Kimse çomak sokmak istemiyor!

Pislik, pisliğiyle kalsın!

Belki…

Kendi kendine temizlenir!

Oldu!

İşte bu yüzden…

Diyorum ki…

Her şahıs…

Artık kendine gelsin…

Ahlak diye…

Utanma diye…

Arlanma diye…

Birtakım değerlerin olduğu…

Hatırlansın!

Fırsatını bulursam…

Ben de…

Götürürüm…

İmajı vermeyelim!

Ya…

Toplum olduğumuzun…

Farkına varalım…

Toplumsal değerlere…

Hep birlikte karşı koyalım…

Ya da…

Benim adamım…

Senin adamın…

Onun partisi…

Bunun partisi…

Diye…

Yozlaşıp gideriz…

Bir tane…

Deli de…

Her zaman…

Bulmak zor!

Nefesi güçlü olan…

Öne çıksın…

Ya da…

Yazdıklarımıza…

Arka verin…

Hesap sorun…

Benim yazdıklarımı…

Sizler yaşatır ve peşine  düşerseniz…

Bir anlamı olur!

Yoksa…

Üstüne yatmaları kolay olur!

Sonrada…

O ne oldu?

Bu ne oldu?

Ne yaptın?

Diye sormazsınız!

Benim adımı verme…

Benden duymadın…

Niye arkadaş…

Sen bu toplumda yaşamıyor musun?

Namuslu bir birey…

Neden korkar ki?

Yamuk işlere bulaşmamışsan!

Dik dur azıcık!

Küçük menfaatler için…

İnsani değerler…

Ayaklar altına alınmasın!

Alırsan…

Bugün sana…

Yarın ona…

Öteki gün bana…

Böyle de…

Bir hedefe varılmaz!

Küçük küçük…

Parçalanır…

Nihayetinde…

Yok olur…

Gideriz!

Dedim ya…

Bal tutan artık parmağını yalamıyor!

Balı yaladığı için…

Karşısında…

Güçlü durmak lazım!

Yoksa…

Bal tek başına yalanmıyor!

Kimi kime…

Şikayet edeceksin ki?

Umarım bir şeyler…

Anlatabildim!

Bu günlükte…

Bu kadar…

Hadi bakalım…

Kalın sağlıcakla…