Abdulhamit ALBEZ


ARABULUCU KABUSU

KARA KUTU


Bugün…

Akşamüzeri…

Bir olay oldu!

Beni arayanlar olunca…

Haberim oldu!

Bizim ofise de yakın çünkü!

 

Köse sokakta…

Bir avukatlık ofisine…

Uzlaşma için giden taraflar…

Kavgaya tutuşmuş!

Bıçaklı saldırılar bile yaşanmış!

 

Olay bu da…

Olay o kadar basit değil!

 

Şimdi…

Size…

İşini iyi yapmayan…

Gözü para bürümüş…

Avukatlardan bahsedeceğim!

Sadece…

Bebekleri öldüren…

Doktorlar yok ülkemizde!

Avukatlar…

Doktorlar…

Memurlar…

İşini adam gibi yapmayan…

Sırf para için yapan…

Artık neredeyse…

Her meslekte var!

Bütün dert para…

Avukatlık mevzusunda da…

Yeri gelmişken…

Anlatayım!

Çünkü…

Ne avukatlar var, ne avukatlar var!

Düşünsenize…

Müvekkilinin alacağını almış!

Bu kez…

Adam avukatından alacağını alamıyor!

Böyle avukatlar dahi…

Şu gazetecilik yaşantımda gördüm!

Yeri gelmişken de…

Anlatayım!

Ben üç kez…

Bu uzlaşma işiyle muhatap oldum!

Zaten mazisi çok eski değil!

Mahkemelerdeki…

Davaların, hafif, küçük….

Olanlarını…

Ayıklamak…

Mahkemelerin yüklerini…

Hafifletmek amaçlı…

Bazı davalarda…

Taraflar arasında…

Uzlaşma yaşanabilir…

Şikayet mahkemeye intikal etmez…

Amacıyla…

Uzlaşma mevzusunu getirdiler…

Burada…

Bazı avukatlarda…

Uzlaşmacı oldu!

 

Dedim ya…

Ben 3 kez bu uzlaşmaya maruz kaldım!

Üçünde de…

Ben şikayetçiydim!

İkisini affettim…

Bir daha tekrarlanmaması üzerine…

Affettim…

Başka da talebim olmadı!

Birinde ise…

Uzlaşmadım, mahkemeye intikal etti!

 

Esas can alan noktaya geliyorum!

Bir gün…

Uzlaşmacı avukat aradı, beni ofisine davet etti!

Onun dediği gün ve saatte gittim!

Gittim de…

Tesadüf bu ya…

Avukatlık ofisinin girişinde…

Kapı aralığından…

Şikayet ettiğim kişiyi gördüm!

Meğerse…

O kişi de oradaymış…

Usulca geri döndüm…

Uzaklaştım…

Sonrada…

Avukatı aradım!

Nasıl yapacağız dedim…

Ben senin ofisine mi geleceğim!

Evet dedi…

Peki bu muhatabım…

Görmemişim gibi…

Sordum!

O da orda mı dedim…

Evet dedi!

Peki dedim…

Avukat bey…

Senin aklın bu kadar mı çalışıyor!

Beni tehdit etmiş, küfürler savurmuş…

Bu adamı…

Ben karşımda gördüğüm zaman…

Delirmeyecek miyim?

Peki beni tahrik eden bir laf etse…

Ben ona dalsam…

Sen bunun önüne nasıl geçeceksin!

Böyle cehalet olur mu?

Siz ikimizi aynı anda nasıl çağırırsınız?

Hiç mi dosyayı okumadınız?

 

Sevgili dostlar…

Bu avukatlar…

Bir de bizi cahil sanırlar!

Toplumda…

Avukat, titri var ya…

Kendilerinden başkası cahil!

Yahu…

Aç bir oku…

Ben gazeteciyim…

Benim kim olduğumu dahi bilmiyor adam!

Uzlaşmacı, olmuş!

Düşünsenize…

Bizi uzlaştıracak ama ben kimim bilmiyor!

Onun için…

Etten kemikten iki insan…

Gerisi mühim değil!

Para para para…

 

Yahu…

Sen o adamla konuş…

Sonra ben de yarın gelirim…

Benimle konuşursun…

Sonrada gereği neyse yapılır!

Şimdilik allahaısmarladık!

Dedim kapattım telefonu…

Başka bir gün…

Tek başına gittim…

Avukatla oturduk…

Her neyse işte…

Gereğini yaptık!

 

Yine bir gün…

Çorlu’dan bir avukat aradı!

Yine bir dosyam…

Benim şikayetim üzerine…

Oradaki bir avukata, uzlaşmacıya…

Gitmiş!

Aramış beni davet ediyor!

Dedim ki…

Karşı taraf….

O da gelecek dedi!

Yahu siz kafayı mı yediniz!

Nasıl avukatsınız…

Düşünmez misiniz?

Dosyayı okumaz mısınız?

Bu insanlar uzlaşmaya geliyor!

Ticaret yapmaya değil!

Siz de…

Komisyoncu değilsiniz!

Avukatlık, uzlaşmacılık sektöründe…

Durum bu arkadaşlar!

Hal böyle olunca…

İşte…

Bugün…

Çerkezköy’de…

Köse sokakta…

İnsanlar birbirine dalmış!

Hem de…

Avukatlık bürosunda…

Hem de…

Uzlaşma zamanı!

Yahu…

İki hasmı aynı anda…

Uzlaşmaya davette nedir?

Bir de…

Tek başına olurlar bu avukatlar!

Hiçbir tedbir yok, önlem yok!

Güvenlik yok!

Yani birini öldürecekseniz…

Uzlaşmacıya çağırın…

Orada öldürün!

Memleketin hali bu işte…

Sevgili dostlar!

İşin gücün, bütün derdin…

Para olunca…

Bu her meslekte…

Böyle sırıtıyor!

Doktoru bebek öldürüyor!

Avukatı böyle hasımları bir araya getiriyor!

Bizim oyuncakçı da…

Gazetecilikten başka…

Her işi yapıyor!

Dün daha yazdım!

Memurlar da…

Kamu da işi olan vatandaşı…

Saatlerce bekletiyor!

Halbuki…

Belki de…

10 dakikalık işi var adamın!

Saatlerce otur, otur…

Bekle…

Sonra dalga geçer gibi…

Tık diye…

İş yaparlar!

Bu mevzuyu bitirirken…

Umarım…

Bugünkü olay…

Bu avukatlarda…

Uzlaşmacı avukatlarda…

Uyanmaya neden olur da?

Tarafları, hasımları…

Aynı anda ofislerine…

Çağırmazlar!

Denedim menetim de yok!

Adliye de…

Gönderiyor bunlara…

Sonrası ne oldu…

Takip etmiyor!

Memleketimin her hali…

Himmete muhtaç ne diyeyim ki?

Hepimiz bir aşkın fırtınası!

Şairin dediği gibi…

Dide giryan, sine biryan, akıl hayran bihaber!

 

****

 

Akşamüzeri öğrendim…

Türkiye Sakatlar Derneği Çerkezköy Şube Başkanı…

Gülnur Kocaçınar söyledi!

Çerkezköy Belediyesi…

Zabıta Müdürü…

Kenan Erez…

Dede olmuş!

Hayat bu işte…

İnsan bir anda dede oluyor!

Yaşlanıyor!

Aynen olay şöyle…

Kenan Bey’in kızı…

Rana Zeynep hanım…

2019 yılında…

Mert Kağıtla evlenmişti…

Bugün Arya isimli torunu…

Dünyaya geldi! 

Çorlu Vega Hastanesi’nde olmuş doğum da…

Tebrikler…

Zabıta Müdürümüz…

Kenan Bey’e…

Dedeliği mutlu ve kutlu olsun!

Artık…

Sakal bırakıp hacca gitme zamanı!

Kenan Abi!

Bilmem anlatabildim mi?