Vali Aziz Yıldırım, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ve çevrimiçi olarak gerçekleştirilen 3. Uluslararası Geçmişten Günümüze Tekirdağ’da Dini Ve Kültürel Hayat Sempozyumu’na katıldı.
Tekirdağ’ın dini ve kültürel hayatını analiz etmek ve ortaya koymak amacıyla Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğü himayelerinde Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ve Youtube üzerinden yayınlanan sempozyuma, Vali Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Keskin ve çok sayıda akademisyen katıldı.
REKTÖR ŞAHİN, EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ
Ardından Tekirdağ Namık Kemal Üniversite Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin bir konuşma yaparak sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek sempozyumun hayırlı olması temennisinde bulundu.
VALİ YILDIRIM; DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
Sonrasında konuşan Vali Yıldırım; “Din ve kültür, yaşadığımız hayatın bütün alanlarına dair esaslar getiren şahsi ve toplumsal hayat tarzıdır. Toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere aktardıkları maddi veya manevi her şey olarak tanımlanan kültür, esasen insanların inançları tarafından şekillendirilmektedir.
BU TOPRAKLARIN MAYASINI OLUŞTURMUŞTUR
Bu bakımdan bugünkü sempozyumun ana temasına uygun olarak din, kültürü ve hayat tarzını etkilemektedir, diyebiliriz. Bu durum bütün toplumlar için geçerlidir. Türkler, Anadolu topraklarına geldiğinde Türklerle birlikte gelen İslam dini hayat gerekleri bu toprakların mayasını oluşturmuştur.
TEKİRDAĞ FARKLI MEDENİYETLERİN MERKEZİ OLMUŞTUR
İslam medeniyetinin ve kültürümüzün ortaya çıktığı önemli şehirlerimizden bir tanesi de Tekirdağ’dır. Jeopolitik konumu sebebiyle, tarihte her zaman önemli bir şehir olan Tekirdağ, tarihi süreç içinde farklı inançların, farklı kültürlerin ve farklı medeniyetlerin merkezi olmuştur.
TEKİRDAĞ HALKI, HOŞGÖRÜLÜ VE BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜNE SAHİP
Tekirdağ toprakları, 1357 yılında Osmanlı Devleti’nin 2. padişahı Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa tarafından fethedilmiştir. O zamanlarda bir liman şehri olan Tekirdağ’ın gelişmesine Osmanlılar çok önem vermişler, Fethin ardından şehrimiz kültürün, medeniyetin, bereketin tezahür ettiği bir mekân olmuştur. Hoşgörülü ve birlikte yaşama kültürüne sahip Tekirdağ halkı, uzun yıllar barış içinde yaşamıştır.
TEKİRDAĞ'DA İZ BIRAKANLAR
Toplumları maddi olarak imar edenler olduğu gibi, manevi olarak da imar edenler vardır. Bu şahsiyetlerin yaşayışları, düşünceleri o toplumu etkiler, şekillendirir. Mustafa Kemal Atatürk, Yahya Kemal Beyatlı, Namık Kemal, Malkaralı Nev’î Efendi (1534 yılında doğmuş, 1599 yılında vefat etmiştir. Müderrislik, kadılık, şehzade hocalığı yapmıştır. Türkçe, Arapça ve Farsça pek çok eser kaleme almıştır.) ve Mustafa Feyzi Efendi(1851 yılında doğmuş, 1926 yılında vefat etmiştir. İstanbul müderrisliği yapmıştır.) gibi pek çok düşünür ve alim, hayatları ve eserleri ile Tekirdağ’da iz bırakmışlardır. Tekirdağ’ın kimliğinin oluşumunda önemli katkılar sağlamış, bu şehrin değişmez değerleri haline gelmişlerdir. Tekirdağ’da bulunan birçok inanç merkezi, tarihi cami ve medrese de bu şehrin kimliğinin vazgeçilmez parçaları olmuş, şehrin kimliğinin belirgin bir şekilde ortaya çıkarılmasına katkı sağlamıştır.
TEKİRDAĞ ÖNEMLİ BİR KAYNAK
Şehrimizin sahip olduğu dini, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmayı, korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı hedefleyen bu sempozyumu oldukça faydalı görüyorum. Sempozyum sürecinde sunulan tebliğlerin, nihayetinde yayımlanarak ilim dünyasına kazandırılması, şehrimizin tarihi, kültürel, ilmi, fikri ve manevi yapısının daha iyi öğrenilmesini sağlayacak, bu konuda çalışma yapmak isteyenlere çok önemli bir kaynak olacaktır.
VALİ YILDIRIM, EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ
Bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen başta Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanımız Sayın Prof. Dr. Mustafa Şentop Hocamıza şükranlarımı arz ediyor; Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mümin Şahin’e, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Keskin’e, emeği geçen diğer yetkililere, bilgi ve birikimlerini sunarak bizleri aydınlatacak çok kıymetli akademisyenlerimize, katılımcılarımıza teşekkürü bir borç biliyorum. 3. Uluslararası Tekirdağ’da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu’nun hayırlara vesile olmasını diliyorum.” dedi.
