Travma ve Stresörle İlişkili Bozuklukları hakkında bilgilendirmede bulunan İrmet Hospital psikiyatri uzmanı Dr. Deniz Oruç, “Travma kavramı kişilerin ruhsal ve bedensel varlığını çok değişik biçimlerde sarsıntıya uğratan, yaralanmalarına sebep olan her türlü olay için kullanılmaktadır. “dedi.
“Travmatik olaylar, şiddet içeren bir kazaya, suça, askeri çatışmalara, saldırıya tanık olmak veya bunlara dahil olmak; kaçırılmak, doğal afetlere maruz kalmak veya tanık olmak, fiziksel veya cinsel istismara maruz kalmak gibi durumlar şeklinde kişilerin yaşamlarını etkileyebilirler.” Diyen Uzm. Dr. Oruç, şöyle devam etti: “Yani özetle, kişinin kendisinin ya da yakınlarının yaşadığı, bedensel veya ruhsal varlığının büyük bir tehlike altına girdiği ani örseleyici olaylardır. Kişiler bu tarz durumları kendileri yaşamalar bile; tanık olmaları hallerinde de travmanın oluşturacağı olumsuz etkileri yaşayabilmektedirler.”
Travma sonrasına değinen Dr. Oruç, “Travma ve Stresörle İlişkili Bozukluklar, (Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Akut Stres Bozukluğu v.b.) ortak olarak travmatik veya stresli bir olaya maruz kalmanın ardından artan stres ve kaygı ile karakterize durumlardır. Kişi yaşanan deneyime korku ve çaresizlik ile tepki verir, olayı ısrarla yeniden yaşar ve hatırlatılmasından kaçınmaya çalışır. Olay rüyalarda ve uyanıkken düşüncelerde yeniden yaşanabilir.” Dedi.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB) VE AKUT STRES BOZUKLUĞU OLAN KİŞİLER NE ŞİKAYETLER YAŞARLAR?
Hastalıkla ilgili yaşanan şikayet ve sorunlara açıklık getiren Dr. Oruç, şunlar kaydetti:
“Hem akut stres bozukluğuna hem de TSSB' ye neden olan stresörler (stres etkenleri) etkenleri neredeyse herkesi etkileyecek kadar şiddetli ve ızdırap vericidir. Bunlar savaş, işkence, doğal afetler, saldırı, tecavüz ve ciddi kazalardan kaynaklanabilir. Kişiler bu acı verici olayların ardından, ruhsal olarak etkilenebilir ve bu sebepten bazı ruhsal şikayetler ortaya çıkabilir.
Bu şikayetler:Travmatik olayların tekrarlayıcı, istem dışı gelen, sıkıntı veren anılar,
İçeriği ve/veya duygu içeriği travmatik olayla ilişkili, tekrarlayıcı sıkıntı yaratan rüyalar,
Kişilerin travmatik olayları yeniden oluyormuş gibi hissetmeleri veya öyle davranmaları,
Travmatik olayı anımsatan, durumlarla karşılaşınca yoğun sıkıntı yaşamak,
Travmatik olayı anımsatan durumlarla karşılaşınca bedensel tepkiler yaşamak (terleme, ateş basması, kalp çarpıntısı, titreme, bayılma hissi, göz kararması v.b),
Travmatik olaylarla ilgili anılar, düşünceler veya duygulardan kaçınmak,
Travmatik olayın önemli bir kısmını hatırlayamamak,
Travmatik olayla ilgili kendini suçlama ve sürekli olarak olumsuz duygular (korku, suçluluk, utanç),
Önemli etkinliklere karşı ilgi duyamama, katılmak istememe, olumlu duygular yaşayamama,
Kendine ve/veya diğer insanlara karşı kızgınlık, öfke patlamaları ve saldırganlık davranışları,
Her an tetikte olma, abartılı irkilme tepkileri,
Odaklanma güçlükleri,
Uyku bozuklukları (uykuya dalmakta veya sürdürmekte güçlük, dinlendirici uyku uyuyamama v.b) şeklinde ortaya çıkabilirler.”
TANI VE TEDAVİ
Hastalığın tanı ve tedavisini de anlatan Uzman Dr. Oruç, şunları dedi: “Bahsedilen belirtileri yaşayanlar, mutlaka bir psikiyatri uzmanı doktora başvurmalıdırlar. Uzman doktor tarafından yapılan psikiyatrik muayene sonrası tanı konulup tedavi seçenekleri gözden geçirilir. Tedavi de, diğer bütün psikiyatrik bozukluklarda olduğu gibi kişiye özel tedavi seçenekleri belirlenir. Temel yaklaşımlar destek, olayı tartışmaya teşvik etme ve çeşitli başa çıkma mekanizmaları hakkında eğitimdir. Bunun yanı sıra ilaç tedavileri de uygulanabilir. En sık antidepresan grubu ilaçların kullanımının çoğu vakada fayda gösterdiği bilinmektedir. İlaç tedavileri ile aynı zamanda hastaların bozulan uyku fonksiyonlarının düzeltilmesi amacıyla da ek tedaviler düşünülebilir.
En az ilaç tedavileri kadar etkili olduğu gösterilmiş olan diğer tedavi yöntemi de psikoterapi uygulamalarıdır. Bu uygulamalardan en sık uygulanan ve faydalı olduğu gösterilen psikoterapiler Bilişsel Davranışçı Terapiler ve EMDR uygulamalarıdır. İlaç tedavileri ve psikoterapi uygulamaları tek başına tedavi yöntemleri olarak seçilebilecekleri gibi, gerektiği durumlarda her ikisi aynı anda kullanılabilmektedirler. Tedavi sürecinin genel olarak ayaktan yürütülmesi daha çok tercih edilmektedir; fakat bazı durumlarda hastanın durumuna göre psikiyatri klinikleri yatış sonrası tedavi daha faydalı olabilmektedir.”