SP İL BAŞKANI HÜKÜMETE VERDİ VERİŞTİRDİ

SP İL BAŞKANI HÜKÜMETE VERDİ VERİŞTİRDİ

SP Tekirdağ İl Başkanı Halil İbrahim Kart, Çerkezköy’de düzenlediği basın toplantısında sınır ötesi operasyonlardan, enflasyona kadar birçok konuda hükümete göndermelerde bulundu.

SP (Saadet Partisi) Tekirdağ İl Başkanı Halil İbrahim Kart, Çerkezköy’de gazetecilerle bir araya geldi. Kahvaltıda gazetecilerle buluşan SP İl Başkanı Kart, sınır ötesi operasyonlardan başlayarak, enflasyon ve fahiş fiyat artışları ile mülteci düşmanlığı ve göç sorununa kadar birçok konuda hükümete eleştirilerde bulundu.

SP Tekirdağ İl Başkanı Halil İbrahim Kart, bu sabah (Cumartesi) Beyaz Konak adlı restoranda düzenlediği kahvaltıda İl Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Özkütükçü, İl Teşkilat Başkanı Mehmet Ayhan ve SP Çerkezköy İlçe Başkanı Yusuf Aydın, SP Saray İlçe Başkanı Şaban Mısırlı ile birlikte gazetecilerle bir araya geldi. Kahvaltı sonrasında açıklamalarda bulunan SP İl Başkanı Halil İbrahim Kart, sözlerine sınır ötesi operasyonlarda verdiğimiz şehitleri anarak başladı.

HÜKÜMET SINIR ÖTESİ OPERASYONLARLA İLGİLİ BİZLERİ BİLGİLENDİRMELİ

Başkan Kart, “Son haftalarda sınır ötesi operasyonlarda verdiğimiz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anmak, ailelerine başsağlığı dilemek istiyorum. Ruhları şad olsun! Son haftalarda verdiğimiz şehit sayısı 16, bir o kadar da yaralımız var. Terörle mücadeleden asla taviz verilmez fakat terörle mücadelenin başarı ile yürütülüp yürütülmediğine dair bilgilendirme yapılması hem spekülasyonların önlenmesi hem de sağlıklı değerlendirme yapılması açısından oldukça önemlidir.  Hükumet terörle mücadele konusunda bizleri bilgilendirmelidir. “dedi.

MÜLTECİ DÜŞMANLIĞI ŞİDDETE DÖNÜŞÜYOR

Daha sonra açıklamalarını sürdüren Başkan Kart, mülteci düşmanlığının şiddete dönüştüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Daha önce değişik vesilelerle dikkat çekmeye çalıştığımız bir konuyu tekrar gündeme getirmek istiyorum. Ülkemzin birçok yerinde geçen haftalarda yaşanan mültecilerle ilgili bazı olaylar büyük üzüntü vericidir. Mülteci düşmanlığının zehirli kökleri, maalesef toplumun derinliklerine inmeye ve nüfuz etmeye başlamış gibi görünmektedir. Bu konuda insanımızın, toplumumuzun ve devletimizin son derece duyarlı ve dikkatli olması gerekmektedir. Önce Rize de çay toplayıcılığı yapan bir Afgan öldürüldü, arkadaşı ise yaralandı. Sonrasında yalan bir haber ve kışkırtma nedeniyle zihinsel engelli yaşlı bir Suriyeli kadıncağızın darp edildiği görüntüler, özellikle sosyal medyada yükselen veya yükseltilmeye çalışılan ırkçı ve istenmeyen bir nefret dalgasının artık şiddete dönüştüğünün veya dönüşme potansiyeli taşıdığının bir göstergesi kabul edilmeli, gerekli tedbirler alınmalıdır. Elbette ülkemizin maruz kaldığı göç dalgası ve hükumetin bu konudaki kontrolsüzlüğü önceleyen politikaları ülkemizin en önemli meselelerinden birisidir. Bu herkesçe kabul edilen bir durumdur. Kontrolsüz göçün asıl sorumlusu Ak Parti hükumetidir ancak bunun çözümü tüm mültecilere yönelik bir nefret dalgası oluşturmak değildir. Toplumun bazı haklı beklentilerinden yola çıkarak, mülteci sorunu üzerinden siyasi kimlik oluşturma ve başarı elde etme gayretlerine yönelik ve toplumu zehirleyen söylem ve eylemlerden vazgeçilmelidir. Olayları sadece seyreden, kamuoyunun tepkisine göre söylem geliştiren sayın Cumhurbaşkanı’nın da artık soruna çözüm getirecek kararlı tavır takınması, daha büyük ve daha acı hadiselerin yaşanmasının önüne geçilmesini sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki; bir kıvılcım, günlerce sürecek bir yangının başlaması için yeter bir sebep olabilmektedir.”

İKTİDARIN TÜRKİYE YE MALİYETİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Enflasyon ve fiyat artışlarıyla ilgili hükümete yönelik eleştirilerde bulunan Başkan Kart, şöyle devam etti: “Muhterem basın mensupları; yılın ilk 5 ayını geride bıraktık. 2023 e haziran ayını da sayarsak kaldı 7 ay…

2023 hedeflerine dair kurulan büyük cümlelere bakıyoruz, birde bu gün ülkemizin içinde olduğu duruma bakıyoruz, maalesef arada dağlar kadar fark var… İktidarın akıl almaz hatta gittikçe kaotik hale gelen politikaları neticesinde her geçen gün ağırlaşan hayat şartları nedeni ile çok önemli ekonomik bedeller ödüyoruz.  İnsanlar başını sokacak ev bulmakta zorlanıyorlar. 2022 yılında dünyada konut fiyatlarının arttığı kentler arasında ilk üç sırada; İstanbul Ankara ve İzmir var. Hükumetin alayıvala ile takdim ettiği konut kredisi ise sadece yüksek gelirli kesime hitap ediyor.

ALMANYA’DAKİ, AMERİKA’DAKİ YÜZDE 7-8 ENFLASYONU FELAKET OLARAK GÖSTERMEYE ÇALIŞAN YANDAŞ MEDYA…

İnsanımız temel gıda maddelerine ulaşamaz hale gelmiştir. Marketlerde ürünlere kota getiriliyor, litrelik sütlere bile alarm takılıyorsa eğer varın gerisini siz düşünün. Almanya’daki Amerika da ki yüzde 7-8’lik enflasyonu felaket olarak göstermeye çalışan yandaş medya ülkemizdeki yüzde 70-80 lik enflasyonu ve gittikçe kötüleşen diğer mali ve ekonomik göstergeleri görmezden geliyorlar. G20 ülkelerinde yılın ilk üç ayında gıda fiyatlarının en çok arttığı ülkelerin başında geliyoruz.

AKIL DIŞI MODELLER…

Yükselen enflasyona kur korumalı mevduatı gibi akıl dışı modeller ülkemizi sonu gelmez tehlikeli maceralara doğru sürüklemektedir. Bir taraftan gelir adaletsizliği her geçen gün daha da derinleşip sosyal patlamaya doru giderken, diğer taraftan ülkenin iç borç stokunda faiz yükü anapara miktarını geçmiş durumdadır. Orta sınıf çöküyor, dar gelirlilerin sayısı artıyor.  Dünya eşitsizlik liginde zaten Avrupa’nın çok altında olan ülkemiz, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri arasında da en son sıralara gerilemiş durumdadır. Ülkemiz eşitsizlik endeksinde gelişmiş ülkelerin değil Bolivya, Fas, Senegal, Gabon gibi ülkelerin bile gerisinde kalmış, Dominik ve Papua Yenigine gibi ülkelerle birlikte en dipte yer alır hale gelmiştir.

BORÇ KREDİ SARMALI…

Hem Ülke olarak hem de vatandaş olarak borç sarmalı içinde adeta debeleniyoruz. Borç ve kredi sarmalı ile zengin daha da zengin olur iken orta sınıf çökmekte, dar gelirli kesim de sayısal olarak daha da artmaktadır. Merkez bankası rakamlarına göre, Mart 2022 itibari ile son bir yılda birikimi olanlar varlıklarını ikiye katladı. Servet sahiplerinin varlığı 2 trilyon 690 milyar TL den 4 trilyon 310 milyar TL ye çıktı. Bu tutarın 705 milyarı sadece kurdaki artış nedeni ile Döviz Tevdiat Hesabı mevduatından kaynaklanıyor. Bankaların kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarında 849 milyar ulaşan tasarruf stokunun devlete maliyeti döviz yükseldikçe artıyor. Mart ve nisan aylarında ortaya çıkan kur farkı nedeni ile KKM sahiplerine Hazineden 16 milyar 255 milyon TL ödeme yapıldı.

YANİ BİR LİRALIK KUR FARKI KKM ÖDEMELERİNDE 53 MİLYARLIK EK YÜK GETİRDİ

Finans uzmanlarının hesaplarına göre dolar 15 lira iken devlete 35 milyar lira maliyet yaratan sistemin faturası , Dolar 16 lira ya çıktığında 88 milyar liraya çıktı. Yani bir liralık kur farkı KKM ödemelerinde 53 milyarlık ek yük getirdi. Parası olmayan vatandaşın borucu ise 200 milyar TL arttı ve 1,1 trilyon TL ye ulaştı. Vatandaşın kredi ve kredi kartı borcu 20 yılda tam 174 kat arttı. Bu borç artışının 120 milyarı kredi kartı, 75 milyarı da ihtiyaç kredisi kaynaklıdır. Borçlu kesimin yüzde 71’ini orta ve alt gelir gurubu oluşturmaktadır.

Bu kötü gidişata bir an önce son verilmesi gerekmektedir milletimizin tarihsel sorumluluğu bunu gerektirmektedir. Milletimiz 19. Yüzyılın ikinci yarısında başlayıp 20. yüzyılın ortalarına kadar deva eden mali prangalara tekrar mahkum olmamalıdır. Bu konuda mutlaka kararlı olunmalıdır. Ancak borçlar artık ödenemez hale gelmiştir. Öyle ki mahkemelerdeki icra dosyası sayısı 24 mayıs 2022 itibari ile önceki 2021 yılı sonuna göre 92 bin artarak 23 milyon 497 bine yükselmiştir.

MUHALEFETE CEZAEVİ TEHDİDİ…

İşte gördüğünüz gibi, iktidar yanlış politikaları ile sadece çarşı pazardaki ürünlerin fiyatının artmasına sebep olmakla kalmıyor, aynı zamanda emekçinin,dar gelirlinin, memurun, asgari ücretlinin , gençlerin emeğini heba ediyor hatta sonuçları itibar ile adeta gasp ediyor.  Hükumet başka suni gündemlerle gerçek gündemleri gölgelemek istese de, Baskı ve korku ile sonuç alabileceğini sansa da muhalefeti cezaevi ile tehdit edecek kadar dengeyi kaybetse de; Biz Saadet Partisi olarak aziz milletimize bir kez daha seslenmek istiyoruz. Ülkemizi ve milletimizi müsrif ve duyarsız bir iktidarın yol açtığı bu ağır maliyetlerden ve sırtına yüklediği yüklerden kurtarma azmindeyiz.

YAŞANABİLİR TÜRKİYE

Daha adil, daha müreffeh, daha huzurlu, daha mutlu, ‘yaşanabilir Türkiye’yi milletimizle birlikte yeniden inşa edeceğiz. Saadet Partisinin varlığı bunun teminatıdır. Biz bunca sorunun nasıl nasıl ve niçin meydana geldiğini de bu sorunların kökenini de çözümünü de iyi biliyoruz. Nepotizme (eş dost, akraba kayırmacılığına) değil liyakate, torpile değil ehliyete, üstünlerin ceberut yönetimine değil hukukun üstünlüğüne, nobranlığa değil hoşgörüye, otoriter değil demokrasiye riayet eden, önem veren bir yönetim kuracağız. İstişareyi, ortak akıl ve kurumsal devamlılığı esas alacağız. Çok kısa bir zaman içinde ülkemizin yeniden toparlanacağını, toparlandığını ve bu karamsar tablonun milletimizin kararlılığı ile kısa zamanda değiştiğini hep birlikte göreceğiz.”