Alevi toplumunun yaşadığı sorunlara dikkat çeken DEVA Partili Avşar, “Cumhurbaşkanlığına doğrudan bağlı, nüfus oranında eşit bütçeli bir yapı oluşturulmalıdır.”dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Alevi toplumunun karşılaştığı sorunlar ile bu sorunların çözümü için kurulan Alevi ve Bektaşı Başkanlığına yönelik eleştirileri Meclis gündemine taşıdı.
Plan ve Bütçe Komisyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığının 2025 yılı bütçe görüşmelerinde Alevi toplumunun yaşadığı sorunlara değinen Avşar, hükümetin kat ettiği yolun önemli olduğunu ancak yeteli olmadığını, koca Alevi toplumunun bir bakan yardımcısına bağlı bir başkanlık olarak düzenlenmesinin inançları incittiğini ve toplumun görüşü alınarak Cumhurbaşkanlığına doğrudan bağlı, nüfus oranında eşit bütçeli bir yapının oluşturulması gerektiğini doğrudan söyledi.
‘CUMHURİYET TARİHİNDE İLK DEFA BİR KAMU BÜTÇESİNE “ALEVİ” KELİMESİNİN GİRMESİ VE BÜTÇESİNİN OLMASI ÖNEMLİDİR.’
Avşar, Alevi Bektaşi Başkanlığının geçen seneki bütçe sunumunda takip eden yıllarda kurumun bütçesinin düşürüldüğünü ve bu açıdan genel bütçe içindeki tek örnek olduğunu aktardıklarını dolayısıyla bu yanlıştan dönülmesini ve bütçenin bu yıl ve davam eden yıllarda arttırıldığına işarete ederek teşekkür etti.
Avşar, Geçen sene Başkanlığın kuruluşunun çözüm açısından önemli bir adım olduğunu, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kamu bütçesine ‘alevi’ kelimesinin girdiğini ve bütçesinin olduğunu ve bunun önemini belirttiklerini ancak konunun bir kültür meselesi değil bir inanç meselesi olduğunun altını çizdiklerini ifade etti.
‘ALEVİLİĞİ, BAKAN YARDIMCISININ ALTINDA BİR BAŞKANLIĞA BAĞLANMASI MİLYONLARCA İNSANIN MEZHEP, MEŞREP, İNANÇ VE HASSASİYETLERİNİ İNCİTİR.’
“Bugün geldiğimiz noktada 1 yıl gibi kısa bir süre içinde söylediklerimizin önemi ortaya çıktı. Peki bu kanıya nasıl varıyoruz? Ölçümüz nedir?
En basitinden ele alırsak Başkanlık, alevi toplumunun ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu, karşılayamıyor mu? ne kadarına hitap ediyor ne kadarına etmiyor?”, Avşar; “Siz her ne kadar bu Başkanlık meselenin inanç boyutuna değil cem evlerinin lojistik destek, kültürel faaliyetler verilmesine yardımcı oluyor deseniz de konu öyle dev bir konu ki; bu halinin Kültür ve Turizm Bakanlığına oda yetmezmiş gibi, bir bakan yardımcısının altında bir başkanlığa bağlanması milyonlarca insanın mezhep, meşrep, inanç ve hassasiyetini incitir.”, şeklinde konuştu.
‘BÜTÜN YAŞADIKLARINA RAĞMEN ÉİNCİNSEN DE İNCİTMEÉ DÜSTURU İLE BU GÜNLERE HEP BARIŞ, DEMOKRASİ, EŞİTLİK, KARDEŞLİK DİYEREK GELEN BİR TOPLUM DIŞ ETKENLERLE ASİMİLE EDİLEMEZ.’
Alevi camianın Başkanlıkla ilgili görüşlerine değinen Avşar, ekseriyetinde Başkanlığın asimilasyon, şiileştirme çabası; yönetim şekli, kadrosu vs vs. gibi eleştirilerin kurumlardan ve toplumdan geldiğini belirtti.
Avşar; “Onlar politik diyebilirsiniz, ama bu eleştirileri de yok sayamazsınız. Çünkü Başkanlık o topluma hitap ediyor. Ben şahsi eleştirilere girmem ama kendi açımdan Cumhuriyet tarihinde (öncesi Osmanlı’da) bu kadar ayrımcılığa, zorunlu göçlere, kıyımlara varılana kadar katliamlara maruz kalan ancak buna rağmen ‘incinsen de incitme’ düsturu ile bu günlere hep barış, demokrasi, eşitlik, kardeşlik diyerek gelen bir toplumu dış etkenlerle asimile edilemeyeceğini, inandığından vazgeçiremeyeceğini, tarihten ders almamız gerektiğine inanırım.”, ifadelerine yer verdi.
‘DAHA BAŞKANLIK, “CEM EVLERİ ALEVİLERİN İBADETHANESİDİR” BİLE DİYEMİYOR.
Ama daha büyük sorun toplumun kendi inancını yaşatma ve sonraki kuşaklara aktarması sorunu olduğunu belirten Avşar, bu haliyle bu Başkanlık sadra şifa olamaz, derde çare değildir.”, dedi.
“Daha Başkanlık ‘cem evleri Alevilerin ibadethanesidir’ bile diyemiyor. Neymiş ibadethane denirse sadece cem salonunun ihtiyaçları karşılanırmış. Geri kalan kısımları karşılanmazmış. Bu konuya nötr kalmak lazımmış.”, diyen Avşar; “Yahu cem evlerinin yerleri yakın geçmişe kadar bütçeden gelen payla mı alınıyordu? İhtiyaçları oradan mı karşılanıyordu? Bu toplumun kendisi yapıyordu. İbadethane olarak tanımanın karşısında bu ölçü olabilir mi? Anayasa’nın 24 ncü maddesi ortada, AİHM kararları ortada. Bugün Türkiye’de iktidarından muhalefetine siyasetin ve en önemlisi de toplumun kendisinin tarifi ortadayken sen bu açıklamanla toplumda nasıl kabul göreceksin?”, şeklinde konuştu.
‘EŞİT ŞARTLARA SAHİBİZ’ DİYEBİLMEK İÇİN ÇOCUKLARIN EĞİTİMDE ALEVİLİĞİ ÖĞRENEBİLMESİ GEREKİR.’
Bakanın kendi alanına hâkim olduğunu ve ne yaptığını bildiğini ve diğer bakanlıklara kıyasla başarılı olduğunu söyleyen Avşar, sorunun büyük olduğunu ve bakanlığı aştığını ifade ederek sorunları şu şekilde dile getirdi; “Bu mesele size de ağır bir yüktür. Kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum ‘eşit şartlara sahibiz’ diyebilmemiz için çocukların eğitimde Aleviliği öğrenebilmesi lazımdır. Dede, baba, hoca yetiştirebilmemiz gerekir. Alevilerin kâbusu olan kamuda bürokratik kademelere atanamama, devletle ilişkilerini kısıtlamanın yani ayrımcılığın önüne geçilmesi lazımdır.”
‘TOPLUMUN GÖRÜŞÜ ALINARAK CUMHURBAŞKANLIĞINA DOĞRUDAN BAĞLI, NÜFUS ORANINDA EŞİT BÜTÇELİ BİR YAPI OLUŞTURULMALIDIR.’
Toplumun görüşlerinin alınmasının gerektiğini belirten Avşar; “Bunun içinde aynı alevi çalıştaylarında olduğu gibi toplumun görüşleri alınarak bir yapı oluşturulmalıdır. Bu yapı nüfusu oranında eşit bütçeyle Cumhurbaşkanlığına bağlanmalıdır. İsteriz ki; bu hali hemen gündeme alınsın, sizde hemen Kabine de dile getirin, zaman kaybedilmesin. Öyle veya böyle bu ok yaydan çıkmıştır, bugün ya da yarın iş bu şekliyle olacaktır.”, şeklinde önerilerde bulundu.