Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının her geçen gün daha da kötüleştiğine vurgu yapan İYİ Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Yasemin Altın Erseçkin, yaşanan beyin göçünü önlemek amacıyla ülkemizde başta sağlık çalışanları olmak üzere birçok sektörde yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Erseçkin mesajında şunları söyledi; “Bu yıl da 14 Mart’a her geçen gün daha da kötüleşen sağlık sistemimizin yarattığı pek çok sorunla giriyoruz. Nitelikli sağlık hizmet sunumu açısından en önemli faktörlerden biri de çalışma koşullarının iyileştirilmesidir. Tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de ülkemiz beyin göçü vermeye devam etmektedir. Hal böyle iken ülkemizde iktidar partisinin her seçim öncesi övünerek söylediği nitelikli sağlık hizmeti hayal ürününden öte geçemeyecektir. Ülkemizin son bir kaç yıldır içinde bulunduğu olağanüstü hal nedeniyle sağlık çalışanlarımızın omuzlarındaki yük daha da artmıştır. Hal böyle iken iyileştirme de olmayınca beyin göçü sağlık sektöründe de devam etmektedir. ‘Giderlerse gitsinler’ sözü ile doktorlarımızı kaybetmeyi tercih etmek yerine yaşam koşullarının iyileştirilerek, hem milletimize hem de sağlık çalışanlarımıza en iyi hizmeti verebiliriz. Doktorlarımızın bizden taleplerini destekliyor ve her ortamda gür bir sesle dile getirmeye devam edeceğimize söz veriyoruz. Doktorlarımızdan açık mektubumuzdur; ‘TTB’nin önerdiği ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri ‘prim ödeme tavanı’ üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı’nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir. OSGB'lerde çalışan işyeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir. Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL'ye çıkarılmalıdır. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. COVID-19 ‘illiyet bağı’ aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7.200 olmalıdır. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.“ dedi.
Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayan Erseçkin; “Seslerini duyurmaya çalıştığımız tüm tıp dünyası emekçilerine yapılan bu haksızlıkları kınıyor ve yanlarında olduğumuzu belirtiyorum, tüm tıpçıların 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyorum” ifadelerine yer verdi.