Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, Çerkezköy’de gazetecilerle buluştu. Aydal, Milli Kaynak Paketleri adlı kitaplar hakkında bilgiler vererek, iktidara geldiklerinde Türkiye’yi nasıl kalkındıracaklarını anlatırken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ise sürdürülebilir olmadığını söyledi.
YENİDEN REFAH PARTİSİ ÇERKEZKÖY’DE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
Yeniden Refah Partisi Tekirdağ İl Başkanı Mehmet Çakı, Yeniden Refah Partisi Çerkezköy İlçe Başkanı Mehmet Sungur, partililer ve gazetecilerin katıldığı basın toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, Milli Kaynak Paketleri adlı kitaplar hakkında bilgiler verdi. Partisinin iktidara gelmesi halinde ellerinde tüm alanlara ilişkin, hazırlanan program ve projelerin olduğunu bunların Milli Kaynaklar Paketleri adlı kitapta toplandığını söyleyen Prof. Dr. Doğan Aydal, şunları söyledi:
“Biz Yeniden Refah Partisi olarak sadece eleştiren değil, çözümü de ortaya koyan bir siyaset izliyoruz. Milli Kaynak Paketleri kitabımızı bunun için ortaya koyduk. 15 maddede bir yıl içinde 150 milyar dolarlık bir kaynağı nasıl bulacağız, bunu bulurken de en önemlisi ilave vergi, zam yapmadan, milletten herhangi bir kesinti yapıp millete yük yüklemeden, tabii ki de borçlanmadan, devletin, milletin, ülkenin arazilerini, sanayi tesislerini satıp yok etmeden bu kaynaklar nasıl üretilecek, bunun kitabı ortaya koyuldu. ‘81 İlimize Yüzlerce Refah Projesi’ kitabımız, 81 ilimizde 634 tane projenin ne olduğu, neyi amaçladığı ve nasıl bir katkı, fayda sağlayacağını ortaya koyan bir kitap. Bizim iktidara geldiğimizde ne yapacağımızı, ülkeye nasıl para kazandıracağımızı anlattığımız bu kitapta milli kaynak paketleri yer alıyor. Bu kitabı partilere gönderdik, gazetecilerimize televizyonlarda anlattık. Bunun muhalefet partileri tarafından takip edildiğini gördük. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener teşekkür mektubu yazmış, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise bizzat aramıştır. AK Parti’nin neden yanlış yaptığını anlatıyoruz. Enerji, tarım, hayvancılık politikalarını anlatıyor, yanlışlıkları anlatıyoruz. Bu kitapta 36 konu yazdık, 4 tanesini AK Parti işleme koydu. Biz ‘Su Bakanlığı kurulmalıdır’ dedik. AK Parti de kurma kararı aldı. ‘Kenevir bitkisini Türkiye’de yok ettiniz’ dedik, ‘yeniden ekim alanları açın’ diyerek gerekçelerini anlattık. Şimdi 17-18 ilimizde tekrar ekme kararı verdiler” dedi.
GELİŞTİRİLMİŞ BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN YANAYIZ
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Aydal, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirdi. Parlamenter sisteme de taraftar olmadıklarını dile getiren Aydal, “Geliştirilmiş Başkanlık Sistemi”nden yana olduklarını kaydetti. Aydal, “Parlamenter sistemi savunan birisiyim ama biz iyileştirilmiş Cumhurbaşkanlığı sisteminden yanayız. Erbakan Hocamız da vefatından önce bu sistemi söylemiştir. Ama bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, Cumhurbaşkanı seçilerek, yardımcısı atama ile gelmiştir. Yarın Cumhurbaşkanına bir şey olduğu zaman atanmış yardımcısı seçime kadar bu ülkeyi yönetecektir. 3 ay içerisinde atanmış birisinin Türkiye’ye neler yapabileceğini hayal edin. Cumhurbaşkanı yardımcısının da seçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bakanların meclisten olması gerekiyor. Burada bakanların sorumluluğu yoktur. Atanan bakanlar hiçbir vekili kabul etmiyor. Bakanların kısacası yetkisi yoktur ve yukarıya bakıyorlar. Bu sistem sürdürebilir bir sistem değildir. Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada ‘2023’te oturup düşüneceğiz’ demiştir. Kendisi de bu sistemi beğenmiyor ve parlamenter sisteme dönecektir.” dedi.
TÜRKİYE ÜÇTE BİR ORANINDA KÜÇÜLDÜ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi geri götürdüğünü söyleyen Aydal, şunları kaydetti: “2018 yılında yapılan referandumda Cumhurbaşkanı Erdoğan bana ‘güvenin’ dedi ve vatandaş da oy verdi. O dönemden sonra Türkiye üçte bir küçüldü. Kişi başı düşen milli gelir 12 bin 571 dolar iken 800 doların altına düştü. 2018’de aldığımız para karşılığı ödediğimiz faiz 58 milyar liraydı. Bu sene ise 180 milyar dolar ödedik. Dışardan aldığımız dolarlar karşılığında 20 yılda ödediğimiz faizin miktarı 503 milyar dolardır. Osmangazi Köprüsü 11.25 milyar Euro, tüp geçit 1.25 milyar euro, Yavuz Sultan Selim Köprüsü 3.5 milyar Euro’ya mal olmuştur. Çanakkale Köprüsü’nden bahsetmek istiyorum. Son 10 yıllık boğazdan geçiş sayısı günlük 9 bin 550’dir. Çanakkale Köprüsü’nü yapan şirkete vadedilen günlük geçiş 45 bindir. Bir yıl içinde ise 16 milyon 425 bin geçecek diyor. Geçmez ise ben paranı ödeyeceğim diyor. Karşı tarafa ise yıllığını 16.2 milyar euro’ya verdi. Ben de bu işletmeyi yaparım. Bu mahşerin beş atlısı tarafından yapıldı. Bu mahşerin beş atlısının devletten aldığı ihalelerin toplamı 203 milyar dolardır. Hükümetin iyi işleri olmamış mıdır? Elbette olmuştur. Ordunun İç Hizmetler Kanunun 325.maddesini değiştirdi. Kılık kıyafette serbestiyet kazandırdılar. Ayasofya’yı açtılar. Kendilerine teşekkür ediyoruz.”
