29 Ekim 1923 tarihinin, Türkiye’nin yarınları için kurulmuş ve düşlerin gerçekleşmesi açısında büyük vizyonla atılmış bir adım olduğunu ifade eden Yunus Kara, “Bu düşleri gerçekleştirmek için yorulup yılmadan, umutsuzluğa kapılmadan, yarınlara mutlu ve müreffeh bir ülke bırakmak ve 100 yıl önce tüfeğin namlusuna bakarak yarınları düşünen kahramanların düşlerini havada bırakmamak boynumuzun borcu” dedi.
Yunus Kara mesajın devamında şunları kaydetti:
“Kayıp giden yıllar; bazen yalın ayak bazen yırtılmış çarıklarla yürünen uzun yollar, kurşuna dizilmeyi beklerken son düşlerin en derininde geride kalanları düşünürken umut edilen yarınlar ve bir yerlerde umutla haber bekleyen yorulmuş ama yılmamış bir halkın; yoklukla imtihan edildiği ve kanla bedelini ödediği, nice evladın yitip gittiği ve nice bebeğin yetim ve öksüz kaldığı uzun ve çetrefilli bir harp. Bazen göğüs göğse, bazen açlıktan veya belki de soğuktan ve belki de müjdeli bir haber beklerken evin bir köşesinde yitip giden hayatlar. Hasım, karşıda tüfeğini doğrultmuş bir düşman askeri ve bir de koca bir belirsizlik. Ne olacaklardı, nereye varacaklardı, yoksa ala kana bulanıp yitip gitmek miydi en iyisi? Yoksa ‘vurun kardaş demiş / Namus günüdür diye’ yazan Ahmet Arif’in dediği gibi miydi?
RAHMET VE ŞÜKRAN İLE ANIYORUZ
Geride kalan 100 yılın ardından bir hasım değişmemişti yine; belki öyle açıktan uzatılmış bir namlu yok ama koca bir belirsizlik duruyor yine koca bir halkın önünde. Belki ayaklarda çarık da yok ama servis duraklarında bekleyen o çalışkan insanların gözlerindeki kocaman belirsizlik yansıyor kaldırım taşlarına. Cumhuriyetimizin 99. kuruluş yıldönümü ve Çerkezköy’ümüzün düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümü münasebetiyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve istiklal mücadelemizde gözlerini kırpmadan kendilerini feda eden bütün şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz. Hepimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun."