2 Eylül 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi?nde yapılacak olan 2019/2020 Adli Yıl Açılış törenine Tekirdağ Barosu, katılmayacağını açıkladı.
DAVET EDİLDİK
Tekirdağ Barosu?ndan yapılan açıklamada: ?Tekirdağ Barosu olarak 2 Eylül 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi?nde yapılacak olan 2019/2020 Adli Yıl Açılış törenine Yargıtay başkanlığı olarak davet edilmiş bulunmaktayız?denildi.
KATILMAYACAĞIZ
Katılmama nedenlerini Tekirdağ Barosu şöyle açıkladı: ?Bilindiği üzere 12 Eylül 2010 yılında yapılan halk oylaması ile Anayasa Mahkemesi?nin ve Hakimler Savcılar Kurulu?nun yapısı değiştirilerek Cumhurbaşkanına HSK üyelerini seçme yetkisi güçlendirilmiştir. Bu süreç yargının yapısının değiştirilmesine ve bizi 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi?ne götürmüştür. Bu süreçten ders alınmamış olmalı ki Hakim ve Savcı Adaylığı sınavlarında başarılı olmalarına rağmen 1 dakikalık mülakatlarda başarılı adaylar elenmiş ve hiçbir gerekçe sunulmadan başka adaylar hakim ve savcı yapılmıştır. Daha girişte başarı ve liyakatin aranmadığı sistemden bağımsızlık ve tarafsızlık beklemek ne kadar doğrudur? Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay?ın adalete güveninin yüzde 20 değil yüzde 38 demesi dahi yargı sisteminin çöktüğünün itirafıdır. Olağanüstü hal koşulları içinde 16 Nisan 2017?de yapılan referandumla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi?ne geçilerek, kuvvetler ayrılığı ilkesine, denge ve denetleme mekanizmasına, parlamenter demokratik sisteme son verilmiştir. Toplumu bir arada tutan birçok değer vardır. Bunun dışında da ?Adalet mülkün temelidir? sözünde ifade edildiği gibi adalettir. Adalet duygusu ise bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük, eşitlik, ehliyet, liyakat ve uygulama ile olur. Sayılan bu hususlar gözetilmeden yargının adli yıl açılışının yürütmenin simgesi haline gelen Cumhurbaşkanlığı Sarayı?nda yapılmasına karşı olduğumuzu, bu nedenle davete icabet etmeyeceğimizi bildiriyoruz. Cumhuriyetin kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı olan Tekirdağ Barosu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da avukatlık kanununun verdiği görev ve sorumluluklarla hukukun üstünlüğü, demokrasi, bağımsız ve tarafsız yargı konusunda taviz vermeden duruşunu sürdürecektir?