Diz kireçlenmesi, yaşam kalitesini düşüren en yaygın eklem hastalıklarından biri olarak öne çıkıyor. İrmet Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Ali Haydar Sevdiren, erken teşhis ve kişiye özel tedavi planlamalarıyla bu rahatsızlığın ilerlemesinin yavaşlatılabileceğini, ameliyatsız tedavi yöntemleriyle ağrıların kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
DİZ KİREÇLENMESİ HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR
Diz kireçlenmesi (osteoartrit), diz ekleminde yer alan kıkırdak dokusunun zamanla aşınması sonucu ortaya çıkan kronik bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor. Genellikle ileri yaşlarda görülse de, genç yaşlarda geçirilen travmalar, fazla kilo, genetik yatkınlık ve yoğun spor aktiviteleri de bu hastalığı tetikleyebiliyor.
Op. Dr. Ali Haydar Sevdiren, diz kireçlenmesinin yalnızca yaşlılıkla ilişkilendirilmemesi gerektiğini belirterek, "Genç hastalarda da erken tanı çok önemlidir. Özellikle masa başı çalışanlarda ve fazla kilolu bireylerde diz eklemine binen yük arttıkça kireçlenme riski de yükseliyor." dedi.
Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen bu rahatsızlığın, hormonal değişiklikler ve yaşam tarzı gibi etkenlerle ilişkili olduğunu belirten Sevdiren, "Erken müdahale, hastalığın ilerlemesini büyük ölçüde yavaşlatır. En ufak diz ağrısı dahi uzman değerlendirmesine sunulmalıdır." ifadelerini kullandı.
BELİRTİLER VE TANI YÖNTEMLERİ
Diz kireçlenmesinin en yaygın belirtileri arasında dizde ağrı, sertlik, şişlik ve hareket kısıtlılığı yer alıyor. Bazı hastalar dizlerinden "çıtırtı" sesi geldiğini veya takılma hissi yaşadıklarını dile getiriyor.
Tanı sürecinde fizik muayene ve görüntüleme yöntemlerinin (röntgen, MR, tomografi) önemine dikkat çeken Sevdiren, "Her hastanın diz yapısı ve kireçlenme seviyesi farklıdır. Bu yüzden kişiye özel bir yaklaşım benimsiyoruz." dedi.
İrmet Hospital'da uygulanan modern tanı protokolleri sayesinde, hastalığın erken evrede tespit edilip doğru tedavi planlarının yapılabildiğini ifade eden Sevdiren, kireçlenmeyle karıştırılabilecek diğer diz hastalıklarının da detaylı muayene ile kolayca ayırt edilebildiğini belirtti.
AMELİYATSIZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE DAHA KONFORLU BİR YAŞAM
Diz kireçlenmesinde öncelikli hedefin ağrıyı azaltmak ve hareket kabiliyetini artırmak olduğunu dile getiren Op. Dr. Ali Haydar Sevdiren, kişiye özel tedavi protokollerinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Tedavinin ilk aşamasında yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz, fizyoterapi ve ilaç tedavileri uygulanıyor. Daha ileri vakalarda ise PRP (Platelet Rich Plasma) ve kök hücre tedavisi gibi yenilikçi uygulamalardan yararlanılıyor. Bu yöntemler, diz ekleminde hasar gören dokuların kendini onarmasına yardımcı oluyor.
Eğer bu yöntemlerle sonuç alınamazsa, cerrahi müdahale devreye giriyor. Op. Dr. Sevdiren, "İrmet Hospital'da uyguladığımız tam veya yarım diz protezi operasyonları minimal invaziv tekniklerle gerçekleştiriliyor. Böylece hastalar kısa sürede günlük yaşamlarına dönebiliyor." açıklamasında bulundu.