Baktığında göremediğin yaralarımı yok sayma lütfen.
Unutma her zaman senden umut bekleyen beni.
İğrenme, “Hatalarını düzeltmek için sana verilmiş yaşların var.” de bana. ‘’Atlatabileceksin, her zaman başarılı olmak zorunda değilsin.’’
Ancak duyduklarım iç sesinin ‘’Kendimden nefret ediyorum.’’ çığırışından başka bir şey değil.
Lütfen, lütfen gülümse bana, kurutma gözlerimi. Lütfen beynini sustur, çocukluğumu öldürüyorsun…
Düşürme başımı, yaralama bedenimi.
Kabuğumun altındayım, ışıldayan gözlerim kanıyor burada. Kendine biraz daha güven ki ben de güveneyim.
Yarattığın bu benliği sevmiyorum.
Beni düşünmüyorsun.
Dünya içi harcadığın akıl ruhunu yok ediyor.
Dünya için harcadığın akıl beni unutuyor.
Dur, gitme! Al bak yolda buldum, kendini kaybetmişsin.
Dünya için harcadığın akıl, seni yok ediyor…
Aynadaki yansımalardır insanların ruhları, kapana kısılmış. Aynadaki yansımalardır aslında biz, esir bırakılmış. Sana sesleniyorum, ben bakman için değilim. Harcaman için var olmadım! Sen yorganların altına gerçeklerden kaçmak için saklanabilirsin, ben senin acının arkasına saklanıyorum.
Merhaba, ben senim. Gözlerini açmak için geldim. Beni unutma, herkes gittiğinde yine (kendinle) baş başa kalacağız.